AFROTURK IMPACT INVESTOR B-CORP

COLOURS, RACES AND RELIGIONS ARE NOT OUR MATTERS !

BORSA ANALİZE GİRİŞ

<<Genel Konular Sayfasına Dönüş <<

 

1.     BORSA

Borsa Nedir? Nasıl Çalışır?

Borsa nedir, nasıl çalışır, hangi araçlar kullanılır, borsa yatırımı yapmaya nereden başlanır, borsada işlem nasıl yapılır? Alnus Yatırım olarak bugün sizleri “Borsa Nedir?” ve “Nasıl İşler?” hakkında bilgilendireceğiz.

Borsa Nedir? Hangi Araçlar Kullanılır?

Tek kelime ile ve herkesin bildiği bir biçimde açıklamak istersek borsa, bir pazardır. Nasıl bir pazardır? Yine herkesin bildiği şekli ile bir semt pazarı gibi düşünebiliriz. Farklı ürünlerin satıldığı, belirli saatler arasında açık kalacak biçimde organize olmuş ve daha kurumsal bir yapıda ortaya çıkan Pazar sistemini, finansal açıdan yaklaştığımızda, borsa olarak adlandırıyoruz. Elektronik olarak işleyen borsa sistemi, belirli bir varlık türü üzerinden talep eden herkese eşit, düzenli ve verimli ticaret, başka bir ifade ile alım satım yapabilme fırsatı tanır. 

Borsada İşlem Nasıl Yapılır?

Hisse kağıdı,  bir şirketin taşınabilir duruma gelmesi halidir. Örneğin bir şirket kendini yüz ayrı parçaya böler ve her bir parçaya yüzde birlik hisse senedi olarak adlandırılır ve bu bir taşınır halde, yazılı bir kağıt olarak alıcıya sunulur. Alıcıların en yüksek, satıcıların ise en düşük fiyatı belirlediği borsada alım satım işlemleri aracı bir firma kanalı ile gerçekleştirilir. Hisse senedi almak için kurum ya da birey olmak fark etmeyeceği gibi, işlemler günlük veya orta/uzun vadeli de yapılabilir.

Belirlenmiş hisse fiyatları ile yine belirlenmiş saatler arasında açık kalan borsada işlemler açık artırma mantığı ile ilerler. Alıcı, en düşük seviyeden alım yapmak istediğinden bir fiyat teklifi ile gelir, satıcı da en yüksek fiyattan satmak istediği için en iyi satış teklifini pazara sunar. Alıcı ve satıcı arasındaki bu fiyat müzakereleri, aracılık eden firmalarla gerçekleşir ve firmalar da bu işten ücret alırlar. Bu nedenle borsa açılışından kapanışa kadar hisse kağıdı fiyatlarında iniş ve çıkışlar görülebilmektedir.

Borsa Kaç Çeşittir?

Daha çok hisse senedi alım satımı ile bildiğimiz, sermaye piyasaları ile alıcıların aracı firmalar tarafından buluştuğu bu tür borsa, menkul kıymetler borsasıdır. 

Belirli bir miktardaki menkul kıymetin, değerli madenin, emtia veya dövizin belirlenmiş ileri bir tarihte ödenmesi koşulu ile sözleşme yapılması ile bu sözleşmelerin alım satım yolu ile el değiştirmesi işlemlerinin yapıldığı borsa türü, vadeli işlemler borsası adını almaktadır.

Taze meyve sebze, canlı hayvan, pamuk, kereste ve benzeri ürünlerin işlem gördüğü borsa tipi, emtia borsası başka bir deyişle ticaret borsası olarak tanımlanmaktadır.

Herkes tarafından güvenilir ve uzun vadeli yatırım aracı olarak görülen altın, gümüş elmas gibi madenler üzerinden işlem yapan borsa türü kıymetli madenler borsasıdır. Bu borsa türlerine KOBİ borsası ile döviz borsası da eklendiğinde başlıca altı borsa türünden söz etmek mümkündür.

Ülkemizde Aralık 1985’te menkul değerlerin işlem görmesi amacıyla İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) kurulmuştur. 2013 itibariyle İstanbul Altın Borsası ile Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası da bu yapıya dahil edilerek Borsa İstanbul olarak anılmakta ve işlemler yürütülmeye devam edilmektedir.

 

  1. 2.     YATIRIMCI PSİKOLOJİSİ

Yatırımcılar kar zarar dengesini ayarlayabilmek, özellikle ortaya çıkabilecek yatırım zararları ile baş edebilmek ve piyasa baskılarını yönetebilmek için belli bir bilgi birikimine ve donanıma sahip olmalıdır. Genel kabul gören bazı yatırım alanları, Foreks, Tahviller, Viop Emirleri ve Hisse senedidir.  Yatırım alanlarında kar ve zarar dengesi yatırımcı psikolojisine göre değişkenlik göstermektedir. Yatırımcı psikolojisi bu nedenle ideal bir yatırım yapmak ve yatırımın sonucunu kabul etmek için önemlidir.

Yatırımcı Psikolojisi Nedir?

Yatırımcı psikolojisinin bir tanımını yapacak olursak, yatırımcı psikolojisi; yatırımcının finansal risk alma ve baskı altında çalışabilme yeteneğidir. Ayrıca Foreks Emtia ve Menkul değer piyasalarında başarılı olmanın en önemli faktörlerinden biri olan yatırımcı psikolojisi, yatırımcılara seçici düşünme, ortaya çıkabilecek zararları kabul edebilme ve piyasada oluşan dalgalanmalar ve baskılara ile baş edebilme yeteneği de verir.

Seçici düşünme yeteneği yatırımcının kendi düşünceleri ile piyasa öngörülerini birbirinden ayırt edebilmesine olanak sağlar. Bu nedenle seçici düşünme yeteneği yatırımcının kendi doğruları ile piyasa beklentilerinden ideal ve faydalı olan seçilmesini hızlandırır. Yapılan en büyük hataların başında piyasanın yönünü elde bulunan verilere göre değerlendirmek yer alır. Yatırım piyasaları birçok olası faktörden doğrudan etkilenebilme özelliğine sahip olduğu için yatırımcı psikolojisine sahip olan yatırımcılar bu olası faktörleri eldeki veriler ile değerlendirerek daha doğru ve isabetli kararlar verebilirler. Gerçek bir maddi yatırımı olmayan fakat yatırım alanlarını takip eden kişiler kayıp kazanç riski ile karşı karşıya kalmadıkları için yatırım piyasasını daha rahat değerlendirebilir ve daha doğru öngörülerde bulunabilir. Kaybetme riski olmayan bu kişiler tarafından yapılan öngörme ve değerlendirme işlemindeki isabet yüzdesinin yatırımcılar açısından da geçerli olabilmesi için bir yeteneğin bulunması gerekir

Risk Yönetimi Nasıl Yapılır?

Risk yönetimi yapabilmek için yatırımcı psikolojisinde yer alan yeteneklere sahip olmak gerekir. Bu noktada yatırımcı psikolojisinde yer alan ikinci önemli nokta kar zarar ilişkisini kabul etmek ve olası zarar durumlarını kabullenerek yatırım yönetimini bu doğrultuda yapmaktır. Maddi bir yatırımı olmayan kişiler tarafından yatırım alanına ilişkin yapılan değerlendirmelerdeki başarı oranının yüksek olmasının en büyük sebeplerinden biri kaybetme riskinin bulunmamasıdır. Yatırımcılar olası zararları baştan kabul ederek bu noktada oluşabilecek endişe ve panik durumundan kurtularak daha doğru ve daha realist değerlendirme yapma yeteneğini elde edebilirler.

Yatırım psikolojisinde yer alan başlıklardan bir diğeri ise, piyasa baskısı ile baş edebilme yeteneğidir. Piyasa baskısı yatırımcıdan yatırımcıya farklılık gösterir. Piyasa baskısını belirleyen en büyük etken yapılan yatırımın miktarı ve olası zararın kabullenilip kabullenilmediğidir. Yatırım alanında kirli bilgi, yanlış söylenti ve birçok spekülasyon olur. Yatırımcıların bu bilgi kirliliğinden, asılsız söylentilerden gerçek ve doğru bilgiyi ayırt edip doğru yatırım yapması son derece önemlidir. Bu doğrultuda yatırımcıların bu tarz piyasa baskılarına karşı koyabilmesi ve realist olması doğru ve kazançlı yatırım yapılmasını sağlar. Bu iki yeteneğe sahip olan yatırımcılar piyasalar üzerindeki olası faktörleri realist ve güvenilir bilgiler ile birlikte değerlendirerek risk yönetimini en faydalı şekilde gerçekleştirirler.

Para Piyasaları Üzerinde Risk Analizi

Para piyasaları günlük ve anlık olarak farklı riskler barındırabilir. Global yatırım piyasalarından doğrudan etkilenme ihtimali olan para piyasalarına ilişkin olası risklere karşı doğru analiz yapmak, kimi yatırımcılar için risklerin fırsatlara dönüşmesine imkan sağlar. Para piyasaları üzerinde risk analizi yaparken yatırımcıların dikkat etmesi gereken bazı noktalar bulunur. İlk olarak risk analizi esnasında doğru bilgi kaynaklarından beslenmek yer alır. Kirli, yanlış ya da kaynağı belli olmayan bilgilerin risk analizinde kullanılması, doğru bir karar vermeyi engelleyeceği gibi, olası risklerin üzerine öngörüsüz bir şekilde gitmeye de neden olabilir. Doğru bilgi kaynağı dışından yatırımcılar, anlık ve geçici riskler ile uzun vadeli riskleri ayırt etmeli ve bu doğrultuda para piyasalarına ilişkin analiz yapmalıdır. Son olarak yapılan analiz sonucunda ortaya çıkabilecek riskleri ve meydana gelebilecek olası zararları kabul etmelidir. Piyasa baskısından kendisini soyutlayamayan ve zarar etme endişesini minimum seviyelerde tutamayan yatırımcıların genelde doğru risk analizi yapamadıkları görülmektedir.

Yatırımcı psikolojisine sahip olan yatırımcılar güvenli ve sağlıklı yatırım yaparken oluşacak riskleri analiz etme yetisine ve bu riskler doğrultusunda karar alabilme özgüvenine sahip olurlar.  

 

  1. 3.           PORTFÖY YÖNETİMİ

Portföy yönetimi günümüzde gerçek ve tüzel kişilerin yatırım yapmaları ve kazanç sağlamları amacıyla elinde tuttukları ve istedikleri gibi tasarrufta bulundukları para, altın, hisse senedi gibi yatırım araçlarının tümünün yönetimini kapsamaktadır. Portföy yönetimini anlamak için temelde portföyün ne olduğunu anlamak gerekecektir.

Portföy kısaca; banka, aracı kuruluşlar ya da kişinin elinde bulunan, üzerinde her türlü işlem uygulanabilen pay belgiti gibi taşınır değerlerin toplamı olarak tanımlamıştır. Öte yandan daha genel anlamda ise herhangi bir konudaki çalışmaların ya da belgelerin bir araya getirildiği dosya olarak da tanımlanabilir. Portföy yönetiminde ise tüm bu unsurlar üzerinde en iyi tasarrufu gerçekleştirmek temel hedef olacaktır.

Portföy Yöneticiliği Nedir?

Portföy yöneticiliği ya da portföy yönetimi, kişilerin portföylerinin maddi bir kazanç sağlamak amacıyla vekil sıfatıyla yönetilmesi işinin gerçekleştirilmesini ifade eder. Söz konusu işlemler aracı kuruluşlar ile müşteri arasında imzalanan portföy yönetimi sözleşmesi çerçevesinde yasal olarak gerçekleştirilmektedir. Uzman kişiler tarafından yürütülmesi gereken bu hizmetler kapsamında SPK bildirisi düzenlenerek faaliyet gösterilir.

Gerçek ya da tüzel kişilerin yatırım yapmak ve kazanç elde etmek için elinde bulundurdukları nakit paradan dövize, altından hisse senedi ve bonoya kadar tüm yatırım araçları üzerinden bir strateji belirlenir. Yatırım portföyü ile yatırımcıların getiri ve risk beklentileri kapsamında hazırlanan stratejiler süreç içinde en iyi şekilde uygulanmaktadır.

Geleneksel Portföy Yönetimi

Geleneksel portföy teorisi kapsamında birçok önemli detay yer almaktadır. Bu portföy yönetiminde farklı sektörlere göre menkul kıymet seçimi ve aşırı çeşitlendirme yapılmaktadır. Portföy yönetiminde geleneksel yaklaşıma göre portföye alınacak menkul kıymetler arasındaki ilişkilerin dikkate alınması ve menkul kıymet seçiminde sayısal yöntemlere fazla yer verilmemesi gibi detaylar dikkat çeker.

Portföy yönetiminde en iyi stratejileri kullanarak kârlılığın hedeflenmesi gerekecektir. Zaman için portföy yönetimi konusunda ortaya çıkan farklı yaklaşımlar etkili bir strateji belirlenmesini de kolaylaştırmıştır. Günümüzde modern portföy yönetiminde de birçok yöntem uygulanmaktadır. Yatırımcı için en doğru yönetim seçenekleri belirlenerek buna göre işlem yapılması gerekecektir.

Modern Portföy Yönetimi

Modern portföy teorisi ya da kısa adıyla MPT, yatırımcıların belirli risk seviyeleri için beklenen getiriyi en üst seviyelere çıkarmayı hedeflemektedir. Beklenen getirinin en üst düzeye çıkarılması için bir varlık portföyü oluşturulmasına izin veren yatırım teorisini ifade etmek için modern portföy yönetimi kavramı kullanılmaktadır.

Harry Max Markowitz tarafından modern portföy teorisinin temelleri ilk defa 1952 ila 1959 yılları arasında atılmıştır. Söz konusu dönemde geliştirilen optimum portföy kuramı ile modern portföy yönetiminin temelleri ortaya çıkmıştır. Finans dünyasında günümüzde modern portföy yönetimi yaklaşımı ile birçok alanda başarılı sonuçlar alınması sağlanmaktadır.

Portföy Yönetimi Nasıl Yapılır?

En çok kazandıran portföy yönetim şirketleri en doğru yaklaşımla portföyünüzü korumanızda ve getirinizi artırmanızda size en iyi stratejileri sunacaktır. Portföy yönetimi uzmanlık ve deneyim gerektirdiği için bu işin uzmanlarına danışılması gerekmektedir. SPK bildirisi ile düzenlenen portföy yönetim faaliyetlerinde güvenilir kuruluşları tercih etmek önemlidir. Yatırımcının kazanç beklentilerine göre vadesi ve risk faktörleri de baz alınarak portföy yönetimi yapılmalıdır.

Performanslar anlık olarak takip edilerek değişen sermaye piyasalarına göre portföy güncellemeleri de yapılmalıdır. Günümüzde portföy yönetiminde uzmanlaşan kişiler kurumsal çatı altında resmi olarak bu tür faaliyet vermektedir. Gerçek ya da tüzel kişilerin portföylerinde yer alan unsurlara göre en yüksek kârlılıkla strateji belirlenmesi açısından doğru portföy yönetim metotlarının tercih edilmesi gerekecektir.

Portföy Performansı Nasıl Ölçülür?

Portföy performansı ölçüm yöntemleri kullanılarak en doğru sonuçların alınması mümkündür. Bu kapsamda Sharpe oranı portföy performansının ölçülmesinde kullanılan çeşitli tek parametreli risk ölçütlerinden en çok bilinenlerinden biridir. Buna ek olarak farklı türde yaklaşımlar sağlayan ölçüm yöntemleri de bulunmaktadır.

Portföy performansı ölçüm yöntemlerinden bazıları kısaca şunlardır:

  • Jensen Ölçütü
  • Değerleme Oranız
  • Sortino Oranı
  • Fama Ölçütü vb.

Yaygın olarak tercih edilen sharpe oranı, portföy performansı ölçümünde kullanılan tek parametreli risk ve getiri ölçülerinden biri olarak değerlendirilmektedir. William F. Sharpe tarafından geliştirilen bu yöntem, ortalama varyans modeli çatısı altında portföy performansını değerlendiren bir yaklaşım olarak öne çıkmaktadır. Bu yöntemlere göre performans ölçümü yapılarak en doğru sonuçların alınması hedeflenmektedir.

Portföy Yönetim Stratejileri Nelerdir?

Portföy yönetim stratejileri günümüzde tercih edilecek yaklaşımlara göre farklılık göstermektedir. Portföy analizlerinin ardından en doğru stratejinin ne olduğuna yatırımcıların beklentilerine göre de cevap aranmaktadır.

Portföy yönetim stratejilerinden bazıları ise kısaca şunlardır:

*Satın al ve elde tut stratejisi.

* Analiz yöntemi bazlı stratejiler.

* Sabit oran stratejisi.

* Değişken oran stratejisi.

* Sabit değer stratejisi.

* Maliyetli otalama stratejisi.

* 8 farklı hisse portföyü yönetimi stratejisi vb.

Portföy yönetimi kapsamında hangi stratejinin belirleneceğine doğru karar vermek önemlidir. Hisse senedi ve tahvil gibi unsurlar için portföy yönetiminde farklı stratejiler belirlenirken, döviz, altın ve diğer araçlara göre de farklı portföy stratejilerinin belirlenmesi mümkündür.

 

  1. 4.           BORSA ENDEKSİ NE DEMEKTİR? 

Endeks; fiyat, maliyet, satış, üretim gibi verilerin toplanarak, borsada işlem gören yatırım araçlarının belirli bir zaman dilimi içindeki oransal değişimini ölçen göstergelerdir. Borsa endeksleri ise, borsada işlem görmekte olan hisse senetlerinin fiyat ve getiri performanslarını ölçmeye yarar. Bu ölçümler hem bütünsel hem de sektörel bazda yapılabilir. Bu sayede hisse senetlerinin ve sektörlerin ekonomik performansının takip edilmesi mümkün olmaktadır.

Belirli koşullar altında endekste yer alacak olan hisse senetlerinin fiyat hareketlerini ölçmeye ve bu sayede borsanın genel trendinin belirlenmesine olanak sağlar. 

Önemli Endeksler Nelerdir?

Türkiye’deki en fazla işlemin gerçekleştirildiği, Borsa İstanbul’da işlem gören önemli endeksler; BIST 100, BIST 50, BIST 30 ve BIST Bankacılık endeksleridir.

BIST 100 Endeksi; Borsa İstanbul’da işlem gören, hem piyasa değeri hem de işlem hacmi en yüksek 100 hisse senedinden oluşur ve Pay Piyasasının temel endeksidir. BIST 50 ve BIST 30 içerisinde yer alan şirketleri de içerir.

BIST 50 Endeksi; piyasa değeri ve işlem hacmi açısından en yüksek 50 şirketin hisse senedini ölçülmesi ile meydana gelen endekstir.

BIST 30 Endeksi; piyasa değeri ile işlem hacmi en yüksek olan 30 şirketin hisse senedini ölçülmesiyle oluşur.

BIST Bankacılık Endeksi; ulusal pazar içerisinde işlem gören bankalar arasından seçilen 10 hisse senedinden oluşur. 

Dünyanın Önemli Borsa Endeksleri Nelerdir?

Dünya piyasasında işlem hacmi en yüksek olan borsa endekslerini ise; Dow Jones 30, Nasdaq 100, S&P 500. FTSE 100, DAX 30 gibi endeksler oluşturur.

Dow Jones 30 Endeksi; Dow Jones Sanayi Endeksi olarak da bilinir ve hem New York Borsası hem de Nasdaq’ta işlem gören, piyasa değeri en yüksek 30 şirketin hisse senetlerinin ağırlıklı ortalaması ile oluşur.

Nasdaq 100 Endeksi; teknoloji endeksi olarak da bilinir ve ABD’nin en büyük borsalarından Nasdaq Borsa’sında işlem gören, piyasa değeri en yüksek 100 şirketin hisse senedinden oluşmaktadır.

S&P 500 Endeksi; Standard & Poor’s tarafından düzenlenen ve ABD’nin en büyük 500 şirketinin hisse senetlerini kapsayan endekstir.

FTSE 100 Endeksi; Londra Borsası’nda işlem gören piyasa değeri en yüksek 100 İngiliz şirketin hisse senedinden meydana gelen endekstir.

DAX 30 Endeksi; Frankfurt Borsası’nda işlem gören ve Almanya’nın piyasa değeri en yüksek 30 şirketinin performansını ölçen endekstir.

Borsa Endekslerini Etkileyen Faktörler

Borsa endekslerini etkileyen faktörler; içsel ve dışsal faktörler olmak üzere ikiye ayrılır. Borsa endeksleri ülke ekonomisi açısından bir gösterge niteliği taşımakla birlikte, hangi faktörlerin borsa endeksleri üzerinde ne tür etkiler yarattığının bilinmesi de ayrıca önem kazanmaktadır.

İçsel faktörleri; ülkenin sahip olduğu ekonomik veriler, işsizlik rakamları, faiz oranları, jeopolitik konumu ve riskleri gibi faktörler oluşturmaktadır. Ülke ekonomisine ait önemli verileri içeren bu faktörler, borsa endeksleri üzerinde büyük etkiye sahiptir.

Dışsal faktörleri ise; küresel veriler ve ülkelerin birbirleri ile olan ekonomik ilişkileri oluşturur. Küresel piyasaların gidişatı ve bu piyasa içindeki ülkeler arası ilişkiler, tüm ülkelerin borsa endeksleri için önem taşımaktadır.

Borsa İstanbul Endeksleri Nelerdir?

Borsa İstanbul Endeksleri;

  • BIST 100 Endeksi
  • BIST 50 Endeksi
  • BIST 30 Endeksi
  • BIST 100 – 30 Endeksi
  • BIST Kurumsal Yönetim Endeksi
  • BIST Tüm Endeksi
  • BIST Yıldız Endeks
  • BIST Ana Endeks 

Borsa Endekslerine Nasıl Yatırım Yapılır?

Vadeli, CFD, emtia, hisse senedi vb. türlerde işlem gören endekslere yatırım yapabilir, alım-satım işlemleri gerçekleştirebilirsiniz. Tüm bunların içerisinde hisse senedi, en fazla getiri imkânı sunan araçtır. Çünkü hem alım-satım arasındaki fark hem de temettü payının alınması, hisse senedini yatırımcılar tarafından sürekli olarak takip edilen avantajlı bir araç haline getirmektedir.

Borsa İstanbul bünyesinde en yüksek işlem hacmine sahip endeksler BIST 100 ve BIST 30 olarak öne çıkmaktadır. Bu endekslerde yatırım yapılmadan önce endeks içindeki hisselerin performansı takip edilmeli, borsa endeksi ve hisse senedi fiyatlarına etki eden faktörler dikkate alınmalıdır.

Yabancı borsalar içerisinde yatırım yapmak isteyen yatırımcıların aracı kurum seçimi konusunda dikkatli olması gerekir. Seçilecek aracı kurumun yabancı borsalar ile bağlantıları olmalıdır. Aracı kurum seçiminin tamamlanmasının ardından bir yatırım hesabı açılarak yatırım yapmaya başlanabilir.

5.          FİYAT KAZANÇ (F/K) ORANI NEDİR?

Hisse senedi fiyat kazanç oranı borsa yatırımcılarının hisse senedi alımında göz önünde bulundurduğu kriterlerden biridir. Ülkemizde borsa yatırımı konusunda bilinçlenmek isteyen yatırımcıların sayısı her geçen gün artıyor. Bu nedenle hisse senetlerinin değer karşılaştırmasında en önemli unsurlardan biri olan fiyat / kazanç oranı gündemde yer alıyor. Bir şeyi satın almadan önce fiyatına bakmak en önemli unsur olduğu için yatırım dünyasında da F/K oranı önem taşımaktadır. Yatırım kararı vermeden önce dikkat edilen fiyat kazanç oranı hakkında bilinmesi gereken detayları bu yazımızda bulabilirsiniz.

Fiyat Kazanç Oranı Neyi Gösterir?

Fiyat kazanç oranı tanımı gereği hisse senedi piyasasında değerlendirme yaparken en popüler kriterlerden biridir. Kısaca F/K oranı olarak bahsedilen bu kriter bir hissenin güncel fiyatının şirketin karına olan oranı demektir. Fiyat kazanç oranı, hisse fiyatını şirketin performansıyla karşılaştırmaya yardımcı olduğu için çok faydalıdır. Esasında şirketin F/K değeri, yatırımcıların bu şirketin 1 dolarlık karını satın almak için ne kadar ödeme yapmaları gerektiğini gösterir.

FK oranı sayesinde şirketin finansal performansı yani satışlarından ne kadar kar elde ettiği hakkında yorumlama yapılabilir. Bir örnekle açıklamak gerekirse A şirketinin F/K değeri 73.87 olurken B şirketinin F/K değeri 17.27 olarak hesaplanıyorsa;

  • Yatırımcılar A şirketinin 1 dolarlık karını satın almak için 73,87 dolar ödemelidir.
  • Yatırımcılar B şirketinin 1 dolarlık karı için 17.27 dolar ödemeye razıdır.

Görüldüğü üzere Borsa İstanbul başta olmak üzere yerli ve yabancı borsalarda hisse senedi seçiminde F/K oranına bakılarak karar verilebilir. Bu kıyaslama sayesinde aynı sektörde ve benzer iş yapan şirketlerden hangisinin hisse senedinin daha ucuz olduğu anlaşılabilir. Fiyat kazanç oranı ile farklı sektörlerde hizmet veren firmaların hisse senetleri de karşılaştırılabilir.

F/K Oranı Nasıl Hesaplanır?

Fiyat kazanç oranı hesaplama yaparak bir şirketin hisse senedinin değerinin altında mı yoksa üstünde mi fiyatlandığını anlamak mümkündür. Bu yüzden hisse senedi yatırımı tavsiye eden usta analistler F/K oranını sık sık kullanır. Her ne kadar istisnalar olsa da yatırımcılara göre yüksek F/K oranı demek o şirketin hisse senedinin hak ettiğinden daha fazla değerlendiği anlamına gelir. Fiyat kazanç oranı hesaplamasında sadece 2 bilgi kullanır. Bunlar:

  • Şirketin son 4 çeyrekte elde ettiği hisse başına kar
  • Şirket hisselerinin kar güncel fiyatı

F/K oranını bulmak için hesaplama formülü şöyledir: Hisse fiyatı / hisse başına kar = F/K oranı. Çok basit bir şekilde hesaplanan fiyat kazanç oranına dikkat edilmediğinde zaten hali hazırda değerlenmiş bir hisse senedine yatırım yapma riskiyle karşılaşılma ihtimali vardır. Ancak hisse senedi piyasasında şirketin değerine göre daha ucuz kalmış hisse senedi arayan yatırımcılar F/K oranına bakarak doğru yatırımı yapabilir.

F/K Oranı Örnek Hesaplama

Şirketin F/K oranı hesaplaması için örnek vermek gerekirse bir şirketin hisse senedinin 100 TL’den işlem gördüğünü düşünelim. Aynı şirket yıllık kazançta hisse başına 4 TL üretiyorsa 100 / 4 işleminden fiyat kazanç oranı 24 çıkacaktır. Bununla birlikte hissenin fiyatı her an değişebileceği göz önünde bulundurarak F/K oranının da değişebileceği unutulmamalıdır. Bu durumda hem hisse fiyatı hem de şirketin çeyreklik karı değişir. Bu yüzden hisse senedi seçiminde F/K oranı her zaman sabit bir değeri göstermez.

Fiyat Kazanç Oranına Etki Eden Faktörler Nelerdir?

Fiyat kazanç oranı faktörleri arasında hisse fiyatı ve çeyreklik karı önem taşır. Yatırımcılara göre yüksek F/K oranı, o şirketin hisselerinin hak ettiğinden daha pahalı olduğunu gösterir. Bunun aksine F/K oranının düşük çıkması şirketin hak ettiğinden daha ucuz olduğu algısına işaret eder. Bu yüzden analistler yatırımcılar için sundukları raporlarda F/K oranı düşük olan şirket hisselerine “Değer hisseleri” adını verir.

Bilindiği üzere borsa beklentiler ve gelecek tahminlerine göre şekillenen bir piyasadır. Bu yüzden F/K oranı ileriye dönük hesaplamalarda kullanılabilir. Yani 4 çeyrekte elde etmesi muhtemel karı denkleme kattığımızda şirket hisselerinin gelecekteki F/K oranı hakkında bilgi sahibi olabiliriz. Kazancı olmayan veya sürekli para kaybeden şirketlerde formüle yazılacak bir veri olmadığı için F/K oranı bulunamaz.

Fiyat kazanç oranına etki eden faktörlere göre bazı hisselerde negatif F/K oranı ortaya çıkabilir. Eksi değerdeki F/K oranı şirketin hisse başına zarar ettiği anlamı taşır. Fakat buna rağmen o şirketin hisse fiyatında yükseliş varsa, o şirketin gelecek dönemdeki kazançlarına dair piyasasının olumlu beklentiler taşıdığı görülebilir. Borsa yatırımcısı için kritik önem taşıyan fiyat kazanç oranı hisse analizlerinde sık sık kullanılır.

Borsada Hisse Analizinde F/K Oranı Neden Önemlidir?

Hisse analizinde F/K oranının önemi yatırımcıların hisse senedi seçiminde ortaya çıkar. Yatırımcılar fiyat kazanç oranı kriterine dikkat ederek bir şirketin hisse fiyatı ile hisse başına düşen karını karşılaştırabilir. Bu sayede şirketin elde ettiği karına oranla fiyatın olması gerekenden fazla değerlenip değerlenmediği görülebilir.

Bir başka deyişle F/K oranı hisse fiyatının ucuz mu yoksa pahalı mı olduğunu gösteren önemli bir kriterdir. Yatırımcılar nezdinde yüksek bir F/K değeri hissenin pahalı olduğunu, düşük F/K değeri de hissenin ucuz olduğunu gösterir. Bir şirketin hisse senedinde F/K değerine bakarak gelecek fiyatlaması hakkında öngörüde bulunmak mümkündür.

Borsada F/K Değerine Göre Şirketler Nasıl Karşılaştırılır?

Hissenin F/K değerine göre karşılaştırılması doğru yatırımlar yaparak borsadan para kazanmanıza yardımcı olabilir. Fiyat kazanç oranı iki veya daha fazla şirket hisselerinin karşılaştırılmasında önemli bir kriterdir. Bir şirketin hisse fiyatı tek başına şirketin genel değerini okumaya yardımcı olmaz. Bu nedenle hisse fiyatı yerine hissenin F/K değerini göz önünde bulundurmak daha doğru olacaktır.

X şirketi hisse başına 15 TL kazanç açıklarken F/K oranı 8 olsun. Y şirketi ise 25 TL’lik kazanç ve F/K oranı 10 diyelim. Bu kıyaslamada X şirketinin hisseleri Y şirketinin hisselerine oranla yatırımcılara göre daha ucuz kabul edilir. Ancak şirketleri rastgele kıyaslamak yerine her sektörün farklı hesaplanan F/K ortalamasına göre karşılaştırmak daha doğrudur.

F/K Oranı Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Fiyat kazanç oranı tanımı gereği sadece hisse senedinin ucuz mu yoksa pahalı mı olduğunu anlamak için kullanılmaz. Bu oran aynı zamanda temettü gibi sabit veya değişken getirilerin yapılan yatırımı kaç senede amorti edeceğini gösterir. Fiyat kazanç oranı sayesinde bir yatırımcının temettü veren bir şirkete yatırdığı paranın tamamını ne kadar sürede geri alacağı hesaplanabilir.

 

  1. 6.           OSILATÖR NEDİR?

Osilatörler, borsa grafikleri üzerinde fiyatların yatay bantta hareket ettiği ve henüz bir trend oluşmadığı zamanlarda düzeltme seviyelerini tespit edebilen göstergelerdir. Bu nedenle, özellikle piyasanın belirsiz olduğu zamanlarda yatırımcılar tarafından sıkça kullanılır.

İndikatörler, genellikle borsa grafiklerindeki fiyat hareketlerini analiz etmek için kullanılan matematiksel formüllerdir. Osilatörler de bir tür indikatördür ve genellikle sinyaller üretirler. Bu sinyaller, sıfır çizgisi veya belirlenen referans aralığına göre değerlendirilir.

Örneğin, bir osilatörün sıfır çizgisi bulunuyorsa, fiyat grafiği ile birlikte değerlendirilerek, osilatörün sıfır çizgisinin üstüne çıkması veya altına inmesi sinyal olarak yorumlanabilir. Bu sinyaller, yatırımcılara alım-satım kararları verme konusunda yardımcı olabilir.

Ayrıca, osilatörlerin gösterdiği uyumsuzluklar da trend değişimlerinin bir göstergesi olabilir. Örneğin, borsa grafiği yükseliş trendindeyken, osilatörün aşağı doğru hareket etmesi uyumsuzluk olarak yorumlanabilir ve yakın bir zamanda trendin değişeceği sinyali verir.

Sonuç olarak, osilatörler borsa grafiklerindeki fiyat hareketlerinin analizinde kullanılan göstergelerdir. Sıfır çizgisi veya referans aralığı belirlendikten sonra, fiyat grafiği ile birlikte değerlendirilerek sinyaller üretirler. Uyumsuzluklar da trend değişimlerinin göstergesi olabilir. Ancak, yatırım kararları alınırken sadece osilatörlere değil, diğer faktörlere de dikkat edilmesi önemlidir.

Borsada Osilatör Ne İşe Yarar?

Piyasalarda başarılı işlemler yapabilmek ve yatırımları kazanca çevirebilmek için indikatör göstergelerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu göstergeler üç ana gruba ayrılmaktadır: osilatör, trend ve hacim.

Osilatörlerin görevi, yatırım araçlarının fiyatlarının aşırı olup olmadığını kontrol etmek ve fiyat düzeltmelerinin uygun olup olmadığını göstermektir. Bu sayede yatırımcılar, alım satım kararlarını daha doğru bir şekilde alabilirler.

Ayrıca, osilatörlerin piyasada sağladığı bir diğer avantaj ise alım satım işlemleri için sinyaller üretmesidir. Örneğin, piyasada çok fazla alım işlemi gerçekleştiğinde osilatör satış sinyali verirken, fazla satış işlemi gerçekleştiğinde ise alım sinyali verir.

Bazı yatırım araçlarında fiyat, yatırım yapılabilirlik durumunu doğrudan etkileyebilir. Bu tür yatırım araçlarında, osilatörler arasında uzaklaşmalar görülebilir. Bu durum, fiyat hareketlerindeki değişimlerin yatırımcılar için önemli bir sinyal olabileceğini gösterir. Bu nedenle, osilatörlerin yanı sıra diğer indikatör göstergeleri de kullanılarak piyasa hareketleri ve yatırım araçlarının performansları daha iyi analiz edilebilir.

Osilatör Çeşitleri

  • CCI ( Commodity Channel İndex)
  • STOCHASTIC OSCILLATOR
  • Momentum
  • RSI ( RELATIVE STRENGHT INDEX)
  • MACD

 

  1. 7.           PİVOT NOKTASI NEDİR?

Pivot noktası (Pivot Point), özellikle finansal piyasa analizinde ve teknik analizde kullanılan bir terimdir. Pivot noktası, fiyat hareketlerinin destek ve direnç seviyelerini tahmin etmek ve potansiyel dönüm noktalarını belirlemek için kullanılan bir referans noktasıdır. Bu analiz aracı, özellikle gündelik ticarette ve kısa vadeli yatırım stratejilerinde yaygın olarak kullanılır.

Pivot noktası, genellikle belirli bir zaman dilimindeki (örneğin, bir gün) önceki dönemin yüksek, düşük ve kapanış fiyatlarını kullanarak hesaplanır. En yaygın kullanılan hesaplama yöntemi "Klasik Pivot Noktaları"dır ve şu şekildedir:

Ana Pivot Noktası (PP - Pivot Point): PP = (High + Low + Close) / 3

Destek ve Direnç Seviyeleri (Support and Resistance Levels): Pivot noktası (PP) hesaplandıktan sonra, bu ana pivot noktasından aşağı ve yukarı doğru olan destek ve direnç seviyeleri hesaplanır. Örneğin:

  • Birinci Destek Seviyesi (S1) = (2 x PP) - High
  • İkinci Destek Seviyesi (S2) = PP - (High - Low)
  • Üçüncü Destek Seviyesi (S3) = Low - 2 x (High - PP)
  • Birinci Direnç Seviyesi (R1) = (2 x PP) - Low
  • İkinci Direnç Seviyesi (R2) = PP + (High - Low)
  • Üçüncü Direnç Seviyesi (R3) = High + 2 x (PP - Low)

Bu hesaplamalar, fiyat hareketlerinin belirli bir periyotta destek ve direnç seviyelerini tahmin etmeye yardımcı olur. Bu destek ve direnç seviyeleri, yatırımcılar ve tüccarlar tarafından işlem stratejileri oluşturmak ve ticaret sinyalleri belirlemek için kullanılabilir.

Pivot noktaları, özellikle gün içi ticarette, stop-loss (zararı durdurma) ve take-profit (kar alma) seviyelerini belirlemek için de kullanışlı olabilir. Ancak, her pazar veya varlık için farklı hesaplama yöntemleri kullanılabilir, ve bu nedenle doğru hesaplama yöntemini seçmek önemlidir.

Pivot Noktaları Nelerdir?

Pivot noktaları, finansal piyasa analizinde ve özellikle teknik analizde kullanılan önemli bir araçtır. Pivot noktaları, fiyat hareketlerinin gelecekteki destek ve direnç seviyelerini tahmin etmek amacıyla kullanılırlar. Bu noktalar, fiyat grafiği analizi ve ticaret stratejileri geliştirmek için kullanılırlar.

Pivot noktaları hesaplama yöntemleri farklı olabilir, ancak en yaygın olarak kullanılanları aşağıdaki gibidir:

  1. Klasik Pivot Noktaları (Classic Pivot Points):
  • Ana Pivot Noktası (PP - Pivot Point): Önceki günün yüksek, düşük ve kapanış fiyatlarının toplamının üçe bölünmesi ile hesaplanır: PP = (High + Low + Close) / 3.
  • Destek ve Direnç Seviyeleri: Ana pivot noktasından hesaplanan destek ve direnç seviyeleri, çeşitli formlarla hesaplanabilir. Örneğin:
  • Birinci Destek Seviyesi (S1): PP x 2 - High
  • Birinci Direnç Seviyesi (R1): PP x 2 - Low
  • İkinci Destek Seviyesi (S2): PP - (High - Low)
  • İkinci Direnç Seviyesi (R2): PP + (High - Low)
  • Üçüncü Destek Seviyesi (S3): Low - 2 x (High - PP)
  • Üçüncü Direnç Seviyesi (R3): High + 2 x (PP - Low)
  1. Camarilla Pivot Noktaları (Camarilla Pivot Points): Camarilla hesaplama yöntemi, daha sınırlı bir destek ve direnç seviyeleri dizisi sunar ve gün içi ticaret için kullanışlıdır.

Pivot Noktası Hesaplama Aracı Nasıl Kullanılır?

  1. İnternet Tarayıcınızı Kullanın: Pivot noktası hesaplama araçları, genellikle web tabanlıdır. İnternet tarayıcınızı açın ve herhangi bir arama motorunu kullanarak "pivot point calculator" veya "pivot point calculation tool" gibi anahtar kelimelerle arama yapın.
  2. Bir Pivot Point Hesaplama Aracı Seçin: Arama sonuçları, farklı web sitelerinde bulunan pivot noktası hesaplama araçlarına yönlendirecektir. Herhangi birini seçebilirsiniz, çoğu benzer hesaplamaları yapar. Bir güvenilir ve tanınmış finansal web sitesi veya forex platformu tarafından sunulan bir hesaplama aracını tercih edin.
  3. Gerekli Bilgileri Girin: Pivot noktası hesaplama aracı genellikle aşağıdaki bilgileri girmenizi isteyecektir:
  • Önceki dönemin yüksek fiyatı (High)
  • Önceki dönemin düşük fiyatı (Low)
  • Önceki dönemin kapanış fiyatı (Close)
  1. Hesapla veya Calculate Düğmesini Tıklayın: Girdiğiniz bilgileri girin ve ardından "Hesapla" veya "Calculate" düğmesini tıklayın.
  2. Sonuçları Görüntüleyin: Pivot noktası hesaplama aracı, ana pivot noktası (PP) ve ilgili destek ve direnç seviyelerini hesaplayacaktır. Sonuçları görüntüleyebilir ve bu seviyeleri not alabilirsiniz.
  1. 8.           HAREKETLİ ORTALAMA NEDİR

Hareketli ortalama (Moving Average), istatistik ve finansal analiz gibi alanlarda sıkça kullanılan bir veri analizi yöntemidir. Bu yöntem, belirli bir dönem içindeki veri değerlerinin ortalamasını hesaplayarak veri setindeki dalgalanmaları düzeltmeye ve trendleri belirlemeye yardımcı olur.

Hareketli ortalama, genellikle zaman serileri analizinde kullanılır ve belirli bir dönem boyunca sürekli güncellenir. Temel olarak, her yeni veri noktası geldiğinde, önceki dönemdeki verilerin belirli bir ağırlıklandırılmış ortalaması hesaplanır. Bu, verinin daha pürüzsüz bir gösterimini sağlar ve anlık dalgalanmaların etkisini azaltır. Hareketli ortalamanın kullanılma amacı, veri setindeki gürültüyü azaltmak ve gerçek trendi veya deseni daha iyi görmemizi sağlamaktır.

Hareketli ortalama, trend analizi, volatilite tahmini ve işlem sinyalleri oluşturmak gibi birçok farklı finansal ve istatistiksel uygulamada kullanılır. Ayrıca, hisse senedi fiyatları, döviz kurları, hisse senedi endeksleri, ekonomik göstergeler ve diğer finansal verilerin analizinde de sıkça kullanılır.

Hareketli Ortalama Grafiği Nasıl Okunur?

Hareketli ortalama grafiği, zaman serileri analizi ve finansal piyasa analizinde kullanılan bir araçtır. Hareketli ortalama grafiğini doğru bir şekilde okumak, trendleri, dalgalanmaları ve potansiyel dönüş noktalarını anlamak için önemlidir. İşte hareketli ortalama grafiğini nasıl okuyabileceğinize dair temel bilgiler:

  1. Hareketli Ortalama Türü: İlk olarak, hangi tür hareketli ortalamanın kullanıldığını anlayın. Basit Hareketli Ortalama (SMA) veya Üstel Hareketli Ortalama (EMA) gibi farklı türler, verilere farklı ağırlıklar verir ve farklı sonuçlar üretebilir.
  2. Dönem (Periyot): Hareketli ortalama grafiğinde kullanılan dönem veya periyot, veri noktalarının kaç gün veya zaman biriminde hesaplandığını belirtir. Örneğin, 50 günlük hareketli ortalama, son 50 günün verilerinin kullanıldığı anlamına gelir.
  3. Kesişmeler: Hareketli ortalama grafiği, fiyat grafiğiyle kesişimler oluşturabilir. İki tür kesim önemlidir:

a. Fiyat Grafiği Üzerinden Yükselme: Hareketli ortalama, fiyat grafiği üzerinden yukarı doğru keserse, bu potansiyel bir "Alış" sinyali olarak yorumlanabilir. Bu, yükselen bir trendi veya destek noktalarını işaret edebilir.

b. Fiyat Grafiği Üzerinden Düşme: Hareketli ortalama, fiyat grafiği üzerinden aşağı doğru keserse, bu potansiyel bir "Satış" sinyali olarak yorumlanabilir. Bu, düşen bir trendi veya direnç noktalarını işaret edebilir.

  1. Hareketli Ortalamanın Eğimi: Hareketli ortalama grafiğinin eğimi de önemlidir. Eğer hareketli ortalama yukarı doğru bir eğime sahipse, bu bir yükseliş trendini gösterebilir. Tersine, hareketli ortalama aşağı doğru bir eğime sahipse, bu bir düşüş trendini gösterebilir.
  2. Volatilite ve Dönem Seçimi: Hareketli ortalama türünü ve dönemi seçerken, analiz yapmak istediğiniz veri setinin volatilitesini ve zaman dilimini dikkate almalısınız. Kısa vadeli hareketli ortalamalar hızlı değişen fiyatları yansıtırken, uzun vadeli hareketli ortalamalar daha düşük volatiliteye sahip verilere daha iyi uyar.

Hareketli Ortalama Çeşitleri Nelerdir?

Hareketli ortalama, zaman serileri analizi ve teknik analizde kullanılan önemli bir araçtır. Hareketli ortalamanın farklı türleri, verileri farklı şekillerde ağırlıklandırarak farklı analiz amaçlarına hizmet eder. İşte hareketli ortalama çeşitleri:

  1. Basit Hareketli Ortalama (SMA - Simple Moving Average): Basit hareketli ortalama, belirli bir dönemdeki (örneğin, 10, 50, 200 gün) veri değerlerinin eşit ağırlığa sahip olduğu bir ortalama hesaplar. SMA, eski ve yeni verilere aynı ağırlığı verir.
  2. Üstel Hareketli Ortalama (EMA - Exponential Moving Average): Üstel hareketli ortalama, daha yakın tarihli verilere daha fazla ağırlık verir ve sonuç olarak yeni verilere hızlı bir şekilde yanıt verir. EMA, trend takibi ve hızlı piyasa hareketlerini yakalamak için kullanılır.
  3. Ağırlıklı Hareketli Ortalama (WMA - Weighted Moving Average): Ağırlıklı hareketli ortalama, her veri noktasına farklı bir ağırlık atar. Daha fazla ağırlık verilen veriler, hesaplama sürecinde daha fazla etki yapar. Bu, son verilere daha fazla vurgu yapmak için kullanılır.
  4. Üçlü Üstel Hareketli Ortalama (TEMA - Triple Exponential Moving Average): TEMA, üstel hareketli ortalamanın üç katını kullanır ve daha fazla düzeltilmiş bir ortalama sağlar. TEMA, daha düşük gürültü seviyeleriyle daha hassas analizler yapmak için kullanılır.
  5. Üçgensel Hareketli Ortalama (TRIMA - Triangular Moving Average): Üçgensel hareketli ortalama, verileri daha yumuşak bir şekilde düzeltmek için kullanılır. Veri noktaları simetrik bir şekilde ağırlıklandırılır ve daha düşük dalgalanma seviyelerine sahip bir ortalama oluşturur.
  6. Denge Hareketli Ortalama (LWMA - Linearly Weighted Moving Average): Denge hareketli ortalama, veri noktalarına lineer olarak azalan bir ağırlık atar. Bu, son verilere daha fazla vurgu yaparak daha hızlı yanıt verir.
  1. 9.           RSI ENDEKS NEDİR?

RSI (Relative Strength Index), göreceli güç endeksi anlamına gelir ve teknik analizde kullanılan bir gösterge veya osilatördür. RSI, bir finansal enstrümanın (hisse senedi, döviz, emtia vb.) fiyat değişimlerinin hızını ve büyüklüğünü ölçerek, aşırı alım veya aşırı satım koşullarını tanımlamak için kullanılır. Bu gösterge, Welles Wilder tarafından 1978 yılında geliştirilmiştir ve popüler bir teknik analiz aracıdır.

RSI, genellikle bir 0 ile 100 arasında değişen bir ölçekle ifade edilir ve aşağıdaki temel prensiplere dayanır:

  1. 70 ve Üzeri: RSI değeri 70 veya daha yüksekse, finansal enstrüman aşırı alım koşulları altında olduğu düşünülür. Bu, fiyatların yüksek olduğu ve muhtemelen bir düzeltme veya geri çekilme olasılığının arttığı anlamına gelir.
  2. 30 ve Altı: RSI değeri 30 veya daha düşükse, finansal enstrüman aşırı satım koşulları altında olduğu düşünülür. Bu, fiyatların düşük olduğu ve muhtemelen bir yukarı yönlü hareketin gelebileceği anlamına gelir.

RSI hesaplaması, tipik olarak aşağıdaki adımları içerir:

  1. Belirli bir zaman diliminde (genellikle 14 günlük) yükseliş ve düşüş günlerinin belirlenmesi.
  2. Ortalama yükseliş ve düşüş değerlerinin hesaplanması.
  3. Göreceli Güç (RS) hesaplaması: Ortalama yükseliş değeri / Ortalama düşüş değeri
  4. RSI hesaplaması: 100 - (100 / (1 + RS))

RSI Nasıl Hesaplanır?

RSI (Relative Strength Index), göreceli güç endeksi olarak bilinir ve finansal enstrümanların fiyat hareketlerini analiz etmek için kullanılan bir teknik analiz göstergesidir. RSI hesaplama yöntemi, aşağıdaki adımları içerir:

  1. İlk adım, belirli bir zaman dilimindeki tipik fiyatların hesaplanmasıdır. Tipik fiyat, bir dönemin yüksek, düşük ve kapanış fiyatlarının ortalamasıdır. Aşağıdaki formülle hesaplanır:

Tipik Fiyat = (Yüksek Fiyat + Düşük Fiyat + Kapanış Fiyat) / 3

  1. Ardından, belirli bir dönem boyunca yükseliş (positive) ve düşüş (negative) hareketlerin hesaplanması gerekir. Bu hareketler, günlük tipik fiyatların bir önceki güne göre artışını veya azalışını temsil eder. Genellikle 14 günlük bir dönem kullanılır. Yükseliş hareketi ve düşüş hareketi şu şekilde hesaplanır:
  • Yükseliş Hareketi (Positive Movement) = Günlük Tipik Fiyatın Bugünkü Değer - Günlük Tipik Fiyatın Bir Önceki Gün Değeri (Eğer değer pozitifse)
  • Düşüş Hareketi (Negative Movement) = Günlük Tipik Fiyatın Bir Önceki Gün Değeri - Günlük Tipik Fiyatın Bugünkü Değer (Eğer değer negatifse)
  1. RSI hesaplama formülü, yukarıdaki hareketlerin ortalama kazanç ve ortalama kayıp değerlerine dayanır. Bu değerler, 14 günlük dönemdeki yükseliş ve düşüş hareketlerinin ortalamalarını ifade eder. Ortalama kazanç (average gain) ve ortalama kayıp (average loss) hesaplamaları aşağıdaki adımlarla yapılır:
  • İlk 14 günlük dönem için, ortalama kazanç ve ortalama kayıp sıfır kabul edilir.
  • Sonraki günlere geçiş yaparken, şu formülleri kullanarak ortalama kazanç ve ortalama kayıp güncellenir:

Ortalama Kazanç = [(Önceki Ortalama Kazanç) x 13 + Güncel Yükseliş Hareketi] / 14 Ortalama Kayıp = [(Önceki Ortalama Kayıp) x 13 + Güncel Düşüş Hareketi] / 14

  1. Son olarak, RSI hesaplama formülü kullanılarak RSI değeri hesaplanır:

RSI = 100 - (100 / (1 + (Ortalama Kazanç / Ortalama Kayıp)))

RSI değeri, sonuçta bir 0 ila 100 arasında bir sayıya eşittir. 70 ve üzeri RSI değerleri, aşırı alım koşullarını gösterirken, 30 ve altı RSI değerleri aşırı satım koşullarını işaret eder. Yatırımcılar, bu değerleri kullanarak alım veya satım kararlarına yardımcı olabilirler. RSI, fiyat hareketlerinin hızını ve büyüklüğünü ölçmek ve aşırı alım/aşırı satım koşullarını belirlemek için kullanışlı bir araçtır.

RSI Nasıl Yorumlanır?

RSI (Relative Strength Index) göstergesinin yorumlanması, finansal enstrümanların fiyat hareketlerinin hızını ve büyüklüğünü değerlendirmek için kullanılır. RSI, 0 ile 100 arasında bir değer üretir ve aşağıdaki temel yorumlarla kullanılır:

  1. Aşırı Alım (Overbought) ve Aşırı Satım (Oversold) Koşulları:
  • RSI değeri 70 veya daha yüksekse: Bu, finansal enstrümanın aşırı alım koşullarında olduğunu gösterebilir. Yüksek RSI, fiyatların artık yükselme eğiliminde olduğu ve bir düzeltme veya geri çekilme olasılığının arttığı anlamına gelir.
  • RSI değeri 30 veya daha düşükse: Bu, finansal enstrümanın aşırı satım koşullarında olduğunu gösterebilir. Düşük RSI, fiyatların artık düşme eğiliminde olduğu ve bir yükselişin gelebileceği anlamına gelir.

Aşırı alım ve aşırı satım koşulları, tersine dönüş sinyalleri olarak düşünülebilir. Ancak, aşırı alım veya aşırı satım koşulları yalnızca diğer teknik analiz göstergeleri ve fiyat hareketleri ile birlikte kullanıldığında daha güvenilir hale gelir.

  1. Diverjans Analizi:
  • RSI ile fiyat hareketleri arasındaki uyumsuzluklar (diverjanslar), trend değişikliklerini işaret edebilir. Örneğin, fiyatlar yeni yüksekler yaparken RSI yeni yüksekler yapmıyorsa veya fiyatlar yeni düşükler yaparken RSI yeni düşükler yapmıyorsa, bu trend değişikliği sinyali olabilir.
  1. Ortalama Değerler ve Zirveler:
  • RSI, belirli bir zaman dilimi içindeki ortalama kazanç ve ortalama kayıpların hesaplamasına dayanır. Bu nedenle, RSI'nin belirli bir süre içinde nasıl davrandığını anlamak için 14 günlük periyodunun dışındaki periyotlara da bakılabilir.
  1. Uyumsuzluklar:
  • RSI ile fiyatlar arasındaki uyumsuzlukları dikkate alarak trend değişiklikleri hakkında sinyaller elde edilebilir. Örneğin, RSI düşerken fiyatlar yükseliyorsa, bu bir olumsuz uyumsuzluk olabilir ve tersine bir hareketin gelebileceği anlamına gelebilir.
  1. 10.     ÜÇGEN FORMASYONU NEDİR?

Üçgen formasyon analizi finansal piyasalarda en çok karşılaşılan teknik analiz yöntemlerinden biridir. Farklı bir trend devam formasyonu olan üçgen formasyonu, fiyatların belirli bir dönemde daralan bir aralıkta dalgalanacağını ifade eder. Bu dalgalanmalar üst ve alt çizgiler arasında konsolide bir yapıdadır. Üç formasyonu birçok farklı alt başlıkta incelemektedir. Her bir üçgen formasyon türü farklı hedeflere ve analiz sonuçlarına sahiptir.

Trend devamına işaret eden formasyon türlerinden olan üçgen formasyonlar, kendi içinde yükselen, alçalan ve simetrik olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Üçgen formasyonu bir süre zıt yönlerde seyreden iki trend çizgisinin sıkışarak belirli bir noktada birleşmesi ile oluşur. Bu sıkışma tamamlandığında ise formasyon da tamamlanmış olur. Üçgen formasyonu oluşumu çeşitlerine göre farklı şekilde değerlendirilmektedir.

Üçgen Formasyonu Çeşitleri Nelerdir?

Üçgen formasyonu çeşitleri üç ana başlık altında incelenir. Fiyatların belirli bir dönemde üçgen şeklinde daralması ile oluşur. Üçgen formasyon sırasında fiyatlar yüksek ve düşük seviyelerde daralan bir aralıkta hareket edebilir. Üçgen formasyon trendin devamına işaret etmektedir. Bu yönüyle trend devam formasyonları arasında yer alır.

Üçgen formasyonları piyasalarda oluşum türüne göre üç farklı çeşide sahiptir. Üçgen formasyon çeşitleri kısaca şunlardır:

  • Yükselen Üçgen Formasyon
  • Alçalan Üçgen Formasyon
  • Simetrik Üçgen Formasyon

Üçgen formasyon çeşitlerinin oluşum türlerine göre analiz edilmesi ve fiyat hedeflerinin buna göre belirlenmesi gerekecektir. Üçgen formasyonların özellikleri ve oluşum süreçleri birbirinden farklılık gösterebilir. Analiz sürecinde hangi formasyon türü oluşuyorsa oluşan o formasyona göre teknik analiz yapılır.

Yükselen Üçgen Formasyonu Nedir?

Yükselen üçgen formasyonu genelde grafiğin yükselişte olduğu ve bu yükselişin devam edeceğini öngören bir üçgen formasyon türüdür. Belirli bir zaman içinde yükseliş ve alçalışların art arda gelmesinin ardından grafikte bir üçgen şeklinin oluştuğu görülür. Bu üçgen formasyonunda üst kısım yatay, dip kısmı ise yukarı yönlü hareket etmektedir.

Yükselen bir trend olarak değerlendirilen yükselen üçgen formasyonu, direnç noktasına gelindiğinde bu direnç noktası kırılıp yükselişe devam edeceğinin sinyallerini vermektedir. Alıcıların bu dönemde satıcılardan daha güçlü olduğu görülür. Fiyatların kırılma noktasından sonra mevcut formasyon kadar yükseleceği varsayılır. Yükselen üçgen formasyonunun boğa piyasalarında daha sık oluştuğu görülmektedir.

Alçalan Üçgen Formasyonu Nedir?

Alçalan üçgen formasyonu ise temelde yükselen üçgen formasyonunun tam tersi olarak tanımlanabilir. Bu formasyon piyasalarda işlem gören bir varlığın alçalışta olduğunu ve bu alçalış trendinin de devam edeceğinin bir göstergesidir. Alt trend çizgisinin yatay olarak seyrettiği bu formasyon türünde üst trend çizgisi daha çok düşüş eğilimi içinde görülmektedir. Fiyatların direnç noktasına geldikten sonra düşmeye devam edeceği alçalan üçgen formasyonu ile tahmin edilmektedir.

Satıcılar ise bu dönemde alıcılara göre çok daha güçlüdür. Fiyatlar bu dönemde daralarak birbirine yaklaşma eğilimi gösterir ve kesişme noktasına geldiğinde ise alçalan üçgen formasyon görünümünün tamamlanması beklenir. Olası en düşük fiyatın, üçgen içindeki en yüksek ile en düşük seviye arasında kalan uzunluk kadar olması beklenmektedir. Boğa piyasalarında görülen yükselen üçgen formasyonunun zıttı olarak alçalan üçgen formasyonunun ise ayı piyasalarında oluşması beklenmektedir.

Simetrik Üçgen Formasyonu Nedir?

Simetrik üçgen formasyonu ise üçgen formasyon türleri arasında dikkat çeken bir diğer üçgen formasyon çeşididir. Bu formasyon türünde ise alıcı ile satıcıların dengede oldukları görülür. Fiyatlar gittikçe sıkışan bir çizgide hareket edecektir. Tepe ve dipten gelen çizgiler yaklaştıkça sıkılaşma ihtimali de artar. Bu sıkılaşma sonucunda ise simetrik üçgen formasyonu oluşacaktır.

Simetrik üçgen formasyonunun diğer bir özelliği ise yükselen ve alçalan trendlerin aynı anda görülmesidir. Direnç noktasına gelindiğinde üçgenin alt ve üst nokraları arasındaki mesafeye göre aşağı ya da yukarı yönlü fiyat değişimi görülmesi mümkündür. Alçalan ve yükselen üçgen formasyonundan farklı olarak nötr bir trendde oluşur.

Fiyatlar yüksek ve düşük dalgalar halinde ilerlemektedir. Hem üst çizgi hem de alt çizgi eğilimli bir şekilde birbirine yaklaşmaktadır. Üçgen formasyonu içinde simetrik üçgen formasyonu, ne düşen ne de yükselen bir eğilimi ifade eder.

Üçgen Kırılım Nedir?

Üçgen kırılımı teknik analizlerde yönün ne şekilde tayin edileceğini belirleyen bir durumdur. Teknik analiz sonrasında üçgen formasyonlarının tamamlandığı noktada fiyatların üst ya da alt çizgiyi kırarak yeni bir yöne eğilmesi ve keskin bir hareket başlatmasını ifade eder. Kırılım yukarı yönlü olabileceği gibi aşağı yönlü de gerçekleşebilir. Fiyatların daralan bir aralıkta dalgalanarak üst ve alt çizgiler arasında konsolide bir yapıda olduğu görülmektedir.

Üçgen formasyonun tamamlandığı noktada ise fiyatların daralan aralıktan bir yönde hızlı ve belirgin şekilde çıkması ya da tam tersi şekilde düşmesi üçgen kırılımı olarak ifade edilmektedir. Bu kırılım fiyatlarda yeni bir trendin başlangıcına işaret eder. Alçalan üçgen formasyonda fiyatların aşağı yönde kırılımı durumunda yukarı yönlü hareketin başlaması mümkündür. Tam tersi durumlar da gerçekleşebilir.

Yükselen Üçgen Nereye Kırar?

Yükselen üçgen formasyonu hedefi değişkendir. Üst çizgi yatay bir direnç seviyesi olarak belirlenirken, alt çizgi ise yükselen bir destek seviyesini işaret eder. Yükselen üçgen formasının hedefi kırılma yönüne göre tayin edilecektir. Formasyon başarılı şekilde tamamlandığında, fiyatlar üst çizgiyi yukarı yönde keskin bir şekilde kırması halinde, yükselen trendin devam etmesi beklenecektir. Bu dönemde fiyatların yükselmesi de beklenir. Yükselen üçgen formasyonunun hedefi, formasyon yüksekliğine kadar olacaktır.

Yükselen üçgen formasyonda genelde fiyatların üst çizgiyi yukarı yönde keskin şekilde kırma eğilimi içinde odluğu görülmektedir. Yükselen üçgen formasyonun tamamlandığı noktada, fiyatlar üst çizgiyi yukarı doğru keskin şekilde kırabilir. Ancak yükselen üçgen formasyonu olması her zaman yukarı yönde bir kırılma yaşanacağına işaret etmez. Risk faktörleri de dikkate alınmalıdır.

Simetrik Üçgen Formasyonu Hedefi Nedir?

Simetrik üçgen formasyonu hedefi kırılma yönüne göre belirlenir. Yatay bir destek çizgisi ile düşen bir direnç çizgisinin zamanla birleştiği bir yapıda ilerlemektedir. Genelde fiyatların daralan bir aralıkta ilerlediği görülmektedir.

Formasyon tamamlandığında fiyatlar üst veya alt çizgiyi keskin biçimde yukarı yönlü veya aşağı yönlü olarak kırması durumunda, simetrik üçgenin kırılması olarak kabul edilir. Kırılma yönünün doğru tespit edilmesi hedef belirlemede önemli bir faktördür. Fiyatların üst çizgiyi yukarı yönde kırdığı senaryoda fiyatların yukarı gideceği ve yeni bir hareketin başladığı düşünülür. Ancak simetrik üçgen formasyonda tam tersi durumun görülmesi de olasıdır. Bu nedenle kesin bir hedeften söz etmek mümkün değildir.

Düşen Üçgen Formasyonu Hedefi Nedir?

Düşen üçgen formasyonu hedefi yine kırılma yönüne göre belirlenecektir. Bu formasyon türünde yatay direnç çizgisi ile yükselen bir destek çizgisinin birleştiği bir yapı görülür. Fiyatlar daralan bir aralıkta dalgalanmaktadır.

Eğer düşen üçgen formasyonunda fiyatlar alt çizgiyi aşağı yönde kırarsa fiyatlar aşağı yönde hareket edecektir. Fiyatların aşağı yönde bir hareket başlatmasının beklendiği formasyon türlerinden biri olmasına rağmen üçgen formasyonu ne yönde kırılırsa hedef ona göre belirlenecektir. Diğer tüm teknik analiz yöntemlerinde olduğu gibi üçgen formasyonu da kesin bir sonuç veya hedef vermeyecektir.

 

  1. 11.    TAKOZ FORMASYONU NEDİR?

Daralan takoz formasyonu gibi farklı türlere sahip olan takoz formasyonu, finansal piyasalarda bir varlığın fiyatının, trendin yönünde uygun olarak daralan bir kanal içinde işlem gördüğü bir teknik analiz biçimidir. Üçgen formasyon ile son derece benzer özelliklere sahip olan takoz formasyonu, fiyatların gittikçe daha az genişlikte hareket ettiğini ve sıkılaşmaya başladığını göstermektedir. Birbirine yaklaşan bu iki çizginin ise birleşmeden fiyatın kırılması beklenmektedir.

Takoz formasyonları, bir trendin devamını veya yön değiştirmesini gösterebilir. Genelde trendin devamını gösteren bazı işaretlerin takip edilmesi gerekiyor. Teknik analizlerde trend devam formasyonlarından biri olan takoz formasyonu, fiyatları belirli bir dönemde daralan bir aralıkta dalgalanarak, üst ve alt çizgiler arasında konsolide olduğu bir formdur. Takoz formasyonu yükselen veya düşen bir trendin ortasında görülebilir.

Takoz Formasyonu Türleri Nelerdir?

Takoz formasyonu türleri arasında yapısal olarak birçok çeşidinden ve senaryodan söz edilebilir. Temelde bunları iki ana başlıkta toplamak mümkündür. Yatırımcılar için piyasalarda varlıkların ne yönde hareket edeceğine dair ipuçları veren takoz formasyonu, doğru değerlendirilmeli ve buna göre analiz yapılması gerekmektedir.

İki tür takoz formasyonu bulunuyor. Takoz formasyonu türleri ise şu iki ana başlıkta toplanmaktadır:

  • Yükselen Takoz Formasyonu (Rising Wedge)
  • Düşen Takoz Formasyonu (Falling Wedge)

Görülen her iki formasyonda da trendin devam edeceği düşünülür. Düşen trendde olabileceği gibi yükselen trendin ortasında da görülebilir. Ortaya çıktığı bu tür ayrıntılara göre düşen ve alçalan takoz formasyonu olarak iki grupta incelenmektedir.

Takoz Formasyonu Nasıl Yorumlanır?

Genişleyen takoz formasyonu ya da daralan takoz formasyonu gibi detaylara dikkat ederek takoz formasyonunun yorumlanması mümkündür. Düşen ya da yükselen trendin ortasında oluşabileceği için farklı senaryolara sahiptir. Diğer birçok teknik analizde olduğu gibi bu tür formasyonlar kesin sonuç vermeyebilir.

Takoz formasyonunun yorumlanması için bazı verilere ihtiyaç duyulur. Fiyatların belirli bir dönemde daralan bir aralıkta dalgalanarak, üst ve alt çizgiler arasında konsolide olduğu bir yapı olarak tanımlanır.

Takoz formasyonunun yorumlanması kısaca şu adımlarla gerçekleşmektedir:

  • İlk adımda formasyon yönünün belirlenmesi gerekir.
  • Üst ve alt çizgilerin belirlenmesi ile üst çizgi eğimli bir direnç, alt çizgi yatay bir destek seviyesine işaret eder.
  • Kırılma yönü belirleme ve teknik analiz araçları ile doğrulama yapılması gerekir.

Teknik analizlerde takoz formasyonunu yorumlamak için öncelikle fiyat hareketini yukarı ya da aşağı yönlü olup olmadığına bakılır. Genelde grafik yukarı yönde hareket ediyorsa daralma noktasından sonra bir düşüş yaşanması beklenir. Yükselen takoz formasyonu ile düşen takoz formasyonu arasında farklar bulunur.

Yükselen Takoz Formasyonu Nedir?

Yükselen takoz formasyonu en basit şekliyle fiyatların düşüş eğilimi göstereceğini tahmin eden bir teknik analiz yöntemidir. Yüksel takoz formasyonunda varlıkların fiyatlarının önce yükselen bir eğilim gösterip, ardından kırılma noktasına ulaştıktan sonra düşüşe geçeceğine işaret eder. Yükselen bir eğilim devam ederken grafik daralarak devam eder. Çizgilerin birleşmesi beklenmeden bir kırılma yaşanabilir.

Grafikte görülen yükseliş ve daralma iyi analiz edilmelidir. Alış ve satış fiyatları grafikte aynı noktaya gelmeden çoğu zaman kırılma yaşanmaktadır. Söz konusu kırılma noktasından sonra grafiğin seyrinin tam tersi istikamette devam etmesi beklenir. Rising wedge olarak da ifade edilen yükselen takoz formasyonu, fiyatların daralan bir aralıkta yükselen bir trend içinde dalgalanması sonucu ortaya çıkacaktır.

Alçalan Takoz Formasyonu Nedir?

Alçalan takoz formasyonu ya da diğer bir ifadeyle falling wedge ise fiyatların daralan bir aralıkta düşen bir trend içinde dalgalanmasıyla ortaya çıkmaktadır. Yükselen takoz formasyonunun tam tersini ifade eder. Fiyatların yükseliş trendi göstereceğinin tahmin edildiği bir teknik analiz biçimi olarak öne çıkar.

Alçalan takoz formasyonunda fiyatlar ilk olarak daralarak alçalan bir trend içinde hareket eder. Daralma noktasına ulaştıktan sonra fiyatların yükselişe geçmesi beklenmektedir. Kırılmanın alış ve satış fiyatları aynı noktada buluşmadan gerçekleşmesi öngörülmektedir. Takoz formasyonu ortaya çıktığında alçalan bir trend görülmesi halinde kırılmanın alış ve satış fiyatları aynı noktadan buluşmadan gerçekleşmesi öngörülmektedir. Yükselen takoz formasyonunun tam tersi bir oluşuma sahiptir.

Takoz Formasyonu Nasıl Oluşur?

Takoz formasyonu oluşumu yükselen ve alçalan biçimde görülebilir. Teknik analizlerde trend devam formasyonlarından biri olarak öne çıkmaktadır. Fiyatların belirli bir dönemde daralan bir aralıkta dalgalanarak, üst ve alt çizgiler arasında konsolide olduğu bir yapıya sahiptir. Formasyon tamamlandığında fiyatlar daralan aralıktan kırılarak yeni bir yöne doğru hareket eder.

Takoz formasyonunda daralan aralıkta görülen kırılma sonrasında yön farklı şekilde oluşabilir. Yönün belirlenmesinde takoz formasyonunun yükselen ya da alçalan formasyonda olup olmadığının tespit edilmesi gerekiyor.

Düşen Takoz Formasyonu Hedefi Nedir?

Düşen takoz formasyonu hedefi yükseliş trendine işaret edebilir. Alçalan takoz formasyonunda görülen bu grafikte, öncelikle fiyatlar daralarak alçalan bir trend eğilimi yani düşüş gösterir. Daralan aralıktan ise fiyatlar alım ve satım seviyesinde birleşmeden yükseliş başlaması beklenir. Daralan bir kanal içinde fiyatların düştüğü ve sonrasında yukarı yönlü hareketin oluşabileceği bir formasyondur.

Takoz formasyonu temelde trendin devamını işaret eder. Düşen takoz formasyonunun ardından fiyatın, formasyonun oluştuğu trendin yönüne doğru hareket etmesi beklenir. Düşen takoz formasyonunun hedefi, formasyonun uzunluğuna ve trendin gücüne bağlı olarak değişebilir.

Takoz Formasyonu Hangi Dönemlerde Daha Sık Görülür?

Takoz formasyonu sonrası dönemde trendin bir süre daha devam etmesi beklenir. Teknik analizlerde trend devam formasyonlarından biri olarak kabul edilen takoz formasyonu orta ve kısa vadeli grafiklerde görülmektedir. Takoz formasyonu birkaç haftadan birkaç aya kadar değişen dönemlerde görülebilir.

Dönemsel olarak bakıldığında, takoz formasyonları muhtelif finansal piyasalarda ve varlık sınıflarında gözlemlenebilmektedir. Özellikle borsa, forex, emtia ve kripto para piyasalarında sıklıkla rastlanmaktadır. Kısa ve orta vadeli grafiklerde daha sık rastlanabilir.

Takoz Formasyonu Fiyat Hareketleri Nasıl Yorumlanır?

Yükselen takoz formasyonu hedefi ile düşen takoz formasyonu fiyat hedefleri farklılık göstermektedir. Fiyatların yönü dalgalı bir seyir izler. Fiyatlar yüksek ve düşük dalgalar halinde ilerlemektedir. Bu dalgalanmalar arasında düşük ve yüksek seviyeler zamanla yaklaşır. Fiyatlar daralan bir üçgen şekli oluşturmaktadır.

Kırılma yönü takoz formasyonunun tamamlandığı noktada, fiyatların üst ve alt çizgiyi kırması beklenir. Yüksek takozda, fiyatların üst çizgiyi yukarı yönde, düşen takozda ise alt çizgiyi aşağı yönde kırması beklenmektedir. Fiyat hareketleri ancak kapsamlı olarak yapılacak analiz sonrasında tahmin edilebilir.

Takoz Formasyonu Güvenilir Midir?

Ters takoz formasyonu başta olmak üzere oluşacak takoz formasyonunun güvenilir olup olmadığını anlamak için bazı kriterlere dikkat edilmesi gerekmektedir. Takoz formasyonu günümüzde en çok kullanılan teknik analiz yöntemlerinden biridir. Verdiği başarılı sonuçlar sayesinde birçok farklı piyasada aktif olarak kullanılmaktadır.

Her ne kadar başarılı analizler yapılmasını sağlasa da bazı riskleri de mevcuttur. Diğer tüm teknik analiz yöntemlerinde ve grafiklerde olduğu gibi takoz formasyonu sonrasında oluşacak grafikte kesin sonuç vermez. Belirlenen fiyatlar sadece tahminden ibarettir. Takoz formasyonu güçlü tahminler ve beklentiler oluşturulmasına yardımcı olsa da tek başına kesin sonuç vermeyebilir. Bu nedenle yatırımcılar temkinli davranmalıdır.

  1. 12.    SKOLASTİK HESAPLAMA

Ekonomide Stokastik olarak ifade edilen kavram, bir varlığın fiyat hareketinin yönü hakkında bilgi veren bir teknik analiz olarak tanımlanır. Belirli bir dönem içinde oluşan yüksek ve düşük değerlerin mevcut fiyata olan yakınlığını ifade etmektedir. Stokastik indikatörü, piyasalarda fiyat ve hacmi takip eden bir unsur değildir. Bu indikatör, fiyatın hızını – momentumunu ölçmeye yarar.

1950’li yıllarda George Lane tarafından geliştirilen bir momentum indikatörü olan Stokastik, belirli periyod içinde yüksek ve düşük değerlerin mevcut fiyata olan yakınlığının tespit edilmesini sağlamaktadır.

Finansal piyasalarda işlem gören herhangi bir varlığın kapanış fiyatını, belirli bir zaman aralığındaki yüksek ve düşük fiyatlar arasındaki aralığa göre ölçmektedir. 0 ile 1 arasında bir değer olan bu veriler, fiyatın düşük ve yüksek seviyelerde olduğunu göstermektedir. Stokastik hesaplama işlemleri sonrasında yatırımcıların piyasalarda çok daha başarılı bir yatırım stratejisi belirlemesi mümkündür.

Stokastik Osilatörü Nasıl Hesaplanır?

Stokastik osilatörü temelde finansal piyasalarda fiyatların momentumunu ölçmek için kullanılan bir teknik analiz yöntemi olarak tanımlanmaktadır. Dr. Lane tarafından 1950’li yıllarda geliştirilen bu yöntem, aşırı alım ve aşırı satım bölgelerini tespit etmek ve trend dönüşümlerini tahmin etmek için kullanılmaktadır.

Stokastik osilatör, genelde 0 ile 100 arasında bir ölçekle gösterilmektedir. %K ve %D olmak üzere iki değer ile gösterilir. Bu değerlerin hesaplaması ise ‘’%K = 100 x (Kapanış – Düşük 5) / (Yüksek 5 – Düşük 5)’’ olarak yapılır. %D ise ‘’%D = %K’nın 3 günlük basit hareketli ortalaması olarak hesaplanmaktadır.

Stokastik osilatörü hesaplaması, finansal işlem platformlarında ve teknik analiz yazılımlarında otomatik olarak gerçekleştirilebilir. Bu sayede manuel olarak hesaplama yapmaya gerek kalmadan yatırımcıların söz konusu değerleri görmeleri mümkündür.

Stokastik Grafiği Nasıl Okunur?

Stokastik grafiği yorumlama işlemleri belirli bir teknik bilgi ve deneyim gerektirebilir. Stokastik indikatöründe grafik üzerinden 0 – 100 arası bant aralıkları kullanılmaktadır. Bu aralıktan 80 – 100 aralığı aşırı alım, 20 – 0 aralığı ise aşırı satım bölgesi olarak tanımlanmaktadır. K ve D değeri olarak ifade edilen fiyat değişimine göre hareketindeki kesişme yönün değişim sinyallerini vermektedir. Stokastik grafiği, fiyatların momentumunun ve aşırı alım/satım bölgelerinin bir teknik analiz ile ölçülmesini sağlar.

Stokastik grafiğini okumak ve yorumlamak için bazı verilere ulaşmak gerekiyor. Stokastik grafiği ve göstergeleri ayarlanması, aşırı alım ve satım bölgelerinin belirlenmesi, crossover ve sinyallerin izlenmesi gibi birçok aşama bu kapsamda incelenmelidir.

Stokastik İndikatörü Çeşitleri Nelerdir?

Stokastik indikatörü ile fiyat hareketlerinin yönü hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmak mümkündür. Stokastik indikatörlerinin gösterdiği değişimlerin hızları ve verdiği hata olasılıklarına göre farklı çeşitlere ayrıldıkları görülmektedir.

Günümüzde stokastik indikatörünün 3 çeşidi bulunuyor. Bunlar ise kısaca şöyledir:

  • Hızlı Stokastik: Fast Stochastic Oscillator olarak bilinen bu araç, %K ve %D çizgilerinin daha hassas ve hızlı bir şekilde tepki verdiği indikatör çeşididir. Genelde %K 14 günlük periyot ve %D için 3 günlük üssel hareketli ortalama kullanılır.
  • Yavaş Stokastik: Slow Stochastic Oscillator olarak bilinen bu indikatör ise %K ve %D çizgilerinin daha yumuşak ve düzgün şekilde tepki verdiği araçtır.
  • Full Stokastik: Full Stochastic Oscillator ise Tamamlayıcı Stokastik Osilatör olarak da bilinir. %K ve %D çizgilerinin daha çok periyot ve hareketli ortalama kullanılarak düzeltilmiş bir versiyonu olarak kullanılır.

Stokastik Neden Önemlidir?

Stokastik indikatör formülü kullanılarak piyasalarda çok daha başarılı bir yatırım stratejisi oluşturulması mümkündür. Piyasalarda yatırımcılar için en önemli özelliği ise fiyatların hızını ve momentumunu ölçmesidir. Bu sayede yatırımcılar piyasanın ne kadar hızlı yükseldiğini veya düştüğünü analiz edebilir. Piyasa gücünü ve güvenilirliğini anlamak için de önemli bir faktördür.

Diğer bir önemi ise aşırı alım ve aşırı satım bölgelerinin belirlenmesidir. %K ve %D çizgilerinin aşırı alım ve aşırı satım bölgelerine girdiği durumları analiz etmede yardımcı olur. Genelde bu 80 ve üzeri aşırı alım, 20 ve altı ise aşırı satım olarak sınıflandırılabilir. Bu bölgelerde fiyatların ters yönde hareket etme olasılığı ise daha yüksektir. Trend dönüşleri belirlenebilir. Stokastik hesaplama işlemleri ile trend dönüşlerinin tahmin edilmesi de piyasalar açısından önem kazanmasını sağlamıştır.

Stokastik Osilatörün Amacı ve Kullanım Alanları Nelerdir?

Stokastik kullanım alanları oldukça çeşitlidir. Temel amacı finansal piyasalarda fiyatların momentumunu ölçmek olan Stokastik, aşırı alım veya aşırı satım bölgelerini tespit etmede yatırımcılara fayda sağlar.

Başlıca kullanım alanları ve amaçları ise şunlardır:

  • Fiyat momentumunu ve hızını ölçmek için kullanılır.
  • Aşırı alım ve satım bölgelerinin tespit edilmesini sağlar.
  • Trend dönüşlerini tahmin etmekte kullanılabilir.
  • Diverjansları gösterir.
  • Risk yönetiminde ve strateji belirlemede yardımcıdır.

Günümüzde yaygın olarak kullanılan bir teknik analiz aracı olarak Stokastik, yatırımcılar tarafından farklı pek çok piyasada kullanılabilir. Forex, borsa, emtia gibi piyasalar bu tür teknik analiz araçlarının sıklıkla tercih edildiği kullanım alanlarını ifade etmektedir.

Stokastik Değeri Kaç Olmalı?

Stochastic indikatörü değerleri grafik üzerinde 0 – 100 arasında gösterilir. Bu aralıkta 80 ve 100 aralığı aşırı alım, 20 – 0 aralığı ise aşırı satım bölgesidir. Stokastik değerinin hangi seviyelerde olması gerektiği konusu ise görecelidir. Yatırımcıların tercihlerine, yatırım stratejilerine ve piyasa koşullarına göre bu değerler değişecek ve farklı avantaj veya dezavantajlar sunacaktır.

%K ve %D çizgilerinin 0 ile 100 arasında bir ölçekte çalıştığı unutulmamalıdır. Aşırı alım ve satım bölgelerinin değerlerinin yanı sıra standart ayarlar da bulunmaktadır. Yaygın olarak kullanılan standart ayarlar ise %K için 14 günlük periyot ve %D için 3 günlük üssel hareketli ortalamadır. Piyasa koşullarına göre yatırımcılar bu ayarları değiştirebilirler.

Stokastik ile Destek ve Direnç Seviyeleri Nasıl Belirlenir?

Stokastik RSI hızlı ifadesi RSI göstergesinin hızlı periyodunu ifade eder. Bu tür ifadelere dikkat ederek ve doğru hesaplama araçları kullanılarak varlıkların direnç ve destek noktaları hakkında da bilgi sahibi olmak mümkündür. Destek ve direnç noktalarını belirlemek için aşırı alım ve aşırı satım bölgeleri ile destek ve direnç seviyelerinin kesişimlerini ve diverjanslarını dikkate almak gerekiyor.

Piyasasının potansiyel dönüş noktalarını gösteren aşırı alım ve aşırı satım bölgeleri, destek ve direnç seviyelerini belirlemede yardımcı olabiliyor. Fiyat grafiği ve Stokastik osilatör arasındaki farklar ise diverjanslar olarak tanımlanmaktadır. Potansiyel trend dönüşlerini göstermesiyle de direnç ve destek açısından faydalı olabilir.

Stokastik ile Fiyat Hareketleri Nasıl Tahmin Edilir?

Stokastik RSI ayarları yapılır ve bu teknik analiz doğru şekilde incelenirse bu durumda fiyat hareketleri de doğru şekilde tahmin edilebilir. Stokastik osilatör ile aşırı alım ve aşırı satım bölgeleri fiyat hareketlilikleri hakkında önemli veriler sunmaktadır.

Kesişimler ve sinyaller ise fiyat tahmininde önemli bir gösterge olacaktır. %K çizgisi %D çizgisini yukarı yönlü kesiyorsa, bu alım sinyali olarak düşünülür. Fiyatların ise yükselme eğilimi içinde olduğu düşünülür. Stokastik hesaplama ve analizler doğru yapıldığında eğer %K çizgisi %D çizgisini aşağı yönlü kesiyorsa bu durumda satış sinyali yani fiyatlarda düşüş eğilimi olduğu tahmin edilir.

 

13.SCALPING

Scalp işlem ya da scalping, finansal piyasalarda alış ve satış spreadinin ortaya çıkardığı küçük fiyat boşluklarının meşru bir arbitraj yöntemi ya da hileli bir piyasa manipülasyonu olarak tanımlanabilir. Daha basit bir ifadeyle, kısa vadeli alım satım işlemleri yapma stratejisi olarak değerlendirilebilir. Scalping işlemi yapan yatırımcılar, küçük fiyat hareketlerinden kâr elde etmeyi hedefler. Genelde işlemler birkaç saniye, dakika ya da en fazla birkaç saat içinde kapatılır.

İşlem hacmi büyük ve küçük olsa bile kısa vadeli fiyat dalgalanmalarından yararlanmak için hızlı ve sık işlem yapılmasıdır. Küçük fiyat farklarından sürekli kazanç elde etmeyi amaçlayan bir işlem stratejisi olarak da tanımlanabilir. Scalping amacı küçük fiyat farklarından yararlanarak kazanç sağlamaktır.

Scalping Nasıl Çalışır?

Scalping trade ya da sadece scalping, yatırımcının stratejilerine uygun bir kâr elde etme tekniğidir. Bu yöntem çoğu zaman 15 dakikayı geçmeyen grafikler kullanılarak yapılmaktadır. Yatırımcılar, piyasa takibi sonunda fiyatı düşen varlıkları satın alır ve yükselişe geçtiği anda satış gerçekleştirirler. Küçük fiyat farklarından kazanç elde edilmesini sağlayan bir yatırım stratejisi olarak tanımlanmaktadır.

Scalping stratejisi, finansal piyasalarda küçük fiyat hareketlerinden kâr elde etmek ve kısa vadeli alım satım işlemleri yapılması ile çalışmaktadır. Fiyat hareketlerinin izlenmesi, kısa süreli teknik analiz araçlarının kullanımı, hızlı işlem yapma gibi temel aşamaları bulunmaktadır. Teknik analiz araçları veya başka scalping teknikleri kullanılarak oldukça kısa bir zaman aralığında çok sık alım ve satım yapılmasıyla bu işlemler gerçekleştirilir.

Scalping Amacı Nedir?

Scalping indikatörleri kullanılarak piyasalarda çok kısa aralıklarla işlem yapılması ve bunun sonucunda kâr elde edilmesi scalping tekniğinin temel amacı olarak tanımlanabilir. Bir finansal varlığın fiyatının küçük bir hareketinden kâr elde etmek için yapılan bir tür teknik analiz yöntemi olan scalping, küçük fiyat farklarının ardından birkaç saniye veya dakika içinde al – sat ile kazanç elde edilmesini sağlar.

Yatırımcılar genelde bir pozisyonu birkaç saniye ve dakika içinde açıp kapatırlar. Diğer pek çok yatırım stratejisine göre çok daha yüksek risk faktörlerine sahiptir. Kısa vadeli alım satım işlemleri yaparak küçük fiyat hareketlerinden kâr elde etmeyi hedefleyen ve günümüzde yaygın olarak kullanılan bir strateji olarak tanımlanır.

Scalping Teknikleri Nelerdir?

Scalping teknikleri sayesinde yatırımcılar sadece birkaç saniye veya dakikada bile hedefledikleri kazançları elde edebiliyor. Riskleri yüksek olsa da kısa vadede uygulanabilecek en iyi yatırım stratejileri arasında sayılabilir. Piyasalarda scalping teknikleri çeşitli yöntemleri barındırmaktadır.

Piyasa koşulları ve risk faktörleri dikkate alınarak uygulanabilecek ve piyasalara göre değişebilecek başlıca scalping teknikleri ise kısaca şunlardır:

  • Stop – loss ve Take – profit: İşlem yapacak yatırımcılar stop – loss ve take – profit seviyelerini belirleyerek riskleri kontrol altında tutabilir ve hedeflenen kâr korunabilir.
  • Scalping Grafikleri: 1 – 15 dakikalık kısa vadeli grafiklere göre işlem açılır.
  • Teknik Analiz Araçları: Hareketli ortalamalar, RSI, MACD, Stokastik osilatör, Bollinger Bantları gibi araçlar sık tercih edilmektedir.
  • Piyasa Verileri ve Ticaret Haberleri: Piyasa gelişmeleri ve haberleri yakından izlenmeli ve anlık işlemler takip edilmelidir.

Scalping Yaparken Nelere Dikkat Etmek Gerekir?

Kripto scalping stratejileri başta olmak üzere scalping yaparken tüm piyasalarda bazı detaylara dikkat edilmesi gerekiyor. Scalping yaparken yatırımcıların başarı şanslarını artırmak için birçok önemli detayı göz önünde bulundurması gerekiyor. Scalping işlemleri yüksek risk nedeniyle tavsiye edilmez.

Scalping yaparken dikkat edilmesi gereken başlıca önemli noktalar ise şunlardır:

  • Volatilite, diğer bir ifadeyle piyasa oynaklığı yakından takip edilmelidir.
  • Hızlı giriş ve çıkışlar yapılacağı için likidite iyi gözlemlenmelidir. İşlem yapılacak varlığın likit olması önemlidir.
  • Düşük likiditeye sahip varlıklarda anlık fiyat değişimleri ve spreadler artabilir.
  • İşlem maliyetlerini önceden detaylıca öğrenin.
  • Risk yönetimi, piyasa analizi ve piyasa gelişmeleri yakından takip edilmelidir.

Scalping işlemlerinden istenen düzeyde kârlılık elde etmek için birçok değişken göz önünde bulundurulmalıdır. Scalping amacı kısa vadede oluşan fiyat hareketliliklerinden kâr elde etmeyi hedeflediği için risk faktörleri de yüksek olabilir.

Scalping Avantajları Nelerdir?

Scalping avantajları sayesinde finansal piyasalarda risk faktörü yüksek olmasına rağmen sıklıkla tercih edilmektedir. Oldukça kısa vadede alım satım işlemleri ile küçük fiyat farklarından oluşacak yüksek kârlar birçok yatırımcı için cazip gelmektedir.

Scalping işlemlerinin sunduğu başlıca avantajlar ise şöyle özetlenebilir:

  • Kısa vadede hızlı kâr olanağı sunması.
  • İşlem maliyetlerinin azaltılması.
  • Hızlı ve aktif piyasa katılımının sağlanması.
  • Anlık işlem avantajları vb.

Uzun vadede ortaya çıkabilecek piyasa dalgalanmaları ve risklerine karşı da kısa vadeli işlem yapılması sayesinde yatırımcılar korunabilmektedir. En kısa sürede en iyi kâr oranlarının elde edilmesi de avantaj olarak görülmektedir.

Scalping Dezavantajları Nelerdir?

Scalping dezavantajları yatırımcıların mutlaka dikkate alması gereken konulardan biridir. Her yatırım stratejisi ve her piyasada olduğu gibi scalping işlemlerinde risk faktörleri yüksektir. Bu nedenle uzmanlar tüm birikimlerin tek bir piyasada ve varlıkta kullanılmamasını önerirler. Riski dağıtmak ve olası kayıpları göz önünde tutarak işlem yapılması gerekmektedir.

Diğer birçok yatırım stratejisine göre riskleri yüksek olabilen scalping işlemlerinin başlıca dezavantajları ise şunlardır:

  • Sık ve hızlı işlem yapmak işlem maliyetlerini artırabilir.
  • Anlık piyasa hareketleri nedeniyle stres ve kaygı çok daha yüksektir.
  • Kısa vadeye dayandığı için yüksek risk faktörü bulunur.
  • Spread genişlemesi ve emir doluluk hızı gibi dezavantajlara sahiptir.

Scalping işlemleri öncesinde yatırımcıların mutlaka avantaj ve dezavantajları inceleyerek doğru bir yatırım stratejisi belirlemeleri gerekecektir.

En İyi Scalping Teknikleri Nelerdir?

En iyi scalping teknikleri ile piyasalarda daha iyi bir getiri potansiyeli yakalanabilir. Bu süreçte mutlaka risk toleransına bağlı olarak pozisyon alınması şarttır. Scalping stratejilerini denerken profesyonel analiz araçları ve yöntemler kullanılması şarttır. Yeterli piyasa bilgisi ve birikimi olmayanların bu işlemleri yapmaları önerilmez.

Başlıca scalping teknikleri arasında kısaca şunlar sayılabilir:

  • Moving Averages,
  • Stokastik Osilatör,
  • RSI,
  • Bollinger Bantları
  • Pivot Noktalar ve Teknik Formasyonlar vb.

Haber takibi ve hızlı işlem platformları da scalping stratejilerinizin çok daha başarılı olmasını sağlayacaktır. Öte yandan işlem yapılacak piyasaların doğru seçilmesi ve anlık gelişmelerin takibi de önemli bir konudur. En iyi scalping tekniklerini belirlemede kısa vadeli grafikler ve teknik analiz araçlarından faydalanmanız gerekecektir.

Scalping İşlem Stratejisi Nasıl Uygulanır?

En iyi scalping indikatörleri kullanılarak scalping stratejisi belirlenebilir. Scalping işlemi yaparak kısa vadede küçük fiyat farklarından gelir elde etmek isteyenlerin ilk olarak piyasa seçimini doğru yaparak strateji belirlemesi gerekiyor. Scalping yapacağınız piyasayı seçtikten sonra yöntem belirlenebilir. Forex, borsa, emtialar ve kripto para piyasaları en yaygın işlem piyasalarıdır.

Sonraki aşamada ise teknik analiz araçlarının seçimi ve kullanımı devreye girer. Bir piyasa ve varlık belirledikten sonra, RSI, Bollinger Bantları, Stokastik osilatör gibi araçlardan yardım alınmalıdır. Kısa vadeli grafikler incelenerek, destek ve direnç noktalarının belirlenmesi ile işlem yapılabilir.

Finansal piyasalarda scalping amacı kısa vadede kazanç elde etmek olduğu için riskler de dikkate alınmalıdır. Stop – loss ve take – profit seviyeleri de bu kapsamda belirlenmelidir.

  1. 13.    İKİ TEPE VE İKİLİ DİP FORMASYONLARI

İkili dip ve ikili tepe formasyonu teknik analizlerde sık kullanılan trend dönüşlerini ifade eden bir formasyon modelidir. Birbiri ile benzer özelliklere sahip olmalarına karşın tam tersi sonuçlara sahiptirler. Söz konusu bu formasyonlar, grafik üzerinde belirli bir şekilde oluşan ve fiyatlarda belirli bir trendin sona erdiğini ve tersine dönebileceğini gösteren yapılar olarak tanımlanması mümkündür.

İkili tepe ve ikili dip formasyonlarını anlamak için farklı başlıklar altında detaylandırılması daha doğru olacaktır. Genelde analistler tarafından ikili tepe formasyonu ile yukarı trendin sonuna gelindiği düşünülmektedir. İkili dip formasyonda ise düşüş trendinin sonunda görülen bu formasyonda da tam tersi bir hareket meydana gelebilir.

İkili tepe ve ikili dip formasyonları genelde ‘’M’’ ve ‘’W’’ harflerine benzer bir görünüm çizmektedir. Doğru şekilde piyasa analizinde bulunmak için İkili tepe ve ikili dip formasyonları doğrulanmalı ve piyasa koşulları doğru şekilde belirlenmelidir.

İkili Tepe Formasyonu Nedir?

İkili tepe formasyonu günümüzde en bilinen teknik analiz yöntemlerinden biridir. Boğa trendi sonrası düşüş yönünde bir pozisyon oluşturulmasında öne çıkan formasyon türlerinden biri olarak kabul edilir. Yaklaşık olarak aynı seviyede 2 tepeden oluşması nedeniyle bu adı almıştır. Çift tepe formasyonu olarak da bilinen bu model, güçlü bir yukarı trendin sonuna gelindiğini işaret eder.

Önemli zirve seviyesinden dönülmesinin ardından daha önce harekete katılmayan yatırımcıların da tekrar yükselişte olacağı ve trendin devam edeceği beklentisi ile piyasaya girmesi fiyatları bir önceki tepeye yakın bir seviyeye taşımaktadır. Ancak önceki tepede yaşanan sert satış ikinci tepeyi önemli bir direnç haline getirmektedir. Çift tepe formasyonu aynı zamanda “M’’ formasyonu olarak da bilinir. Uzun süreli yukarı yönlü hareket sonucu trendin aşağı yönde hareket edeceğini göstermektedir. Üstler, genelde fiyatın kırılamayacak belirli bir seviyeye ulaştığında ortaya çıkan zirveler niteliğindedir.

İkili Dip Formasyonu Nedir?

İkili dip formasyonu ise düşüş trendinin sonunda görülen bir modeldir. Bu formasyonun en belirgin özelliği ise hacim miktarının birinci dip oluşurken yüksek olmasıdır. Birinci dip noktasından gelen tepki alımlarında ise hacim daha düşük seyreder. İkinci dip noktasından dönüşten itibaren işlem miktarı da fiyatla birlikte artmaktadır.

“W’’ formasyonu olarak da bilinen çift dip formasyonu, fiyat grafiğinde belirli bir dip noktası olan iki dip noktasının birleşmesiyle oluşur. Formasyonun oluşması için bazı kriterlerin gerçeklemesi gerekiyor. İkili dip formasyonunda fiyatlar belirli bir düşük noktaya ulaşır ve geri çekilir. Fiyatlar daha sonra tekrar yükselerek ve bir önceki dip noktasının üzerinde olarak seyreder. İkinci dipte ise fiyatlar yeniden aynı seviyeye ulaşır ancak bu sefer destekle karşılaşır ve yükseliş eğilimi gösterir.

Grafik görünümünde “W’’ şeklini alan ikili dip formasyonunda ikinci dip ilkinden daha düşük seviye olmamalıdır. İkili dip formasyonunun doğrulanmasının ardından yatırımcıların buna göre doğru pozisyonu almaları gerekecektir.

İkili Tepe ve İkili Dip Formasyonu Özellikleri Nedir?

İkili tepe ve ikili dip formasyonu özellikleri birbirine benzese de birçok fark bulunmaktadır. Kendi içinde her iki formasyonda da farklı özellikler bulunur. Mevcut trend hakkında yatırımcıların fikir edinmesi konusunda önemli ipuçları vermektedir. Bu sayede yatırımcıların nasıl bir pozisyon alacakları da belirlenebilir.

İkili tepe ve ikili dip formasyonlarının başlıca özellikleri ise kısaca şöyle sıralanabilir:

  • Her iki formasyonda da iki tane tepe bulunur. Bu tepelerden biri dipte diğeri ise tepe noktasında ortaya çıkar.
  • Her iki formasyonda da bir trendin yön değiştirmesi beklenir.
  • İkili dip deseni tamamlandığında söz konusu varlıkta artık düşüşün bittiği ve yukarı hareketin başlayabileceği düşünülür. İkili tepe formasyonunda ise tam tersi durum söz konusu olacaktır.

İkili tepe ve ikili dip formasyonlarının kendi içinde farklı belirleyici özellikleri bulunmaktadır. Bu özelliklere göre piyasalarda işlem yapılması gerekir. Trendin değiştiğini gösteren formasyonlar arasında yer alan ikili dip ve ikili tepe formasyonunun hedefleri de bu yönüyle farklıdır. Birinde düşüş eğilimi beklenirken, diğerinde yükseliş eğilimi beklenmektedir. İkili tepe ve ikili dip formasyonları birbiri ile benzer ancak farklı sonuçlara sahip iki teknik analiz yöntemidir.

İkili Tepe ve İkili Dip Formasyonu Olumlu ve Olumsuz Yanları Nelerdir?

Borsada ikili tepe ve ikili dip formasyonlarının olumlu ve olumsuz sonuçları bulunmaktadır. Sinyallerin doğru algılanması bu noktada önemlidir. İkili tepe noktasında kâra geçebilmek için uygun zamanda satışlar yapılarak düşüş trendinden kaçınılabilir. İkili dip formasyonunda ise yükseliş trendini kaçırmamak için alım fırsatları değerlendirilebilir.

İkili tepe ve ikili dip formasyonlarının ortaya çıkardığı olumlu ve olumsuz sonuçlardan bazıları ise kısaca şu şekilde özetlenebilir:

  • Her iki formasyonun da doğrulanması ve doğru analiz edilmesi halinde piyasalarda daha kârlı şekilde al – sat yapılabilir.
  • Benzer şekilde grafiklerin yanlış yorumlanması ciddi kayıp risklerini ortaya çıkaracaktır.
  • Gerçek bir ikili tepe formasyonunda varlıkta oldukça keskin düşüşler görülecektir.
  • İkili tepe ve dip formasyonlarının diğer bir olumlu yanı ise her ikisinin de güçlü geri dönüş modelleri arasında yer almasıdır.
  • İkili tepe ve ikili dip formasyonlarının olumsuz sonuçlar doğurması ise grafiklerin yanlış yorumlanmasından kaynaklanacaktır.

Teknik analizlerde grafiklerin doğrulanmaması ve doğru analizler yapılmaması halinde çok ciddi risk faktörleri ortaya çıkabilir. Teknik bilgi ve deneyim bu nedenle oldukça önemlidir.

İkili Tepe Sonrası Ne Olur?

İkili tepe sonrası beklenti trendin yukarı yönlü hareketin ardından artık düşüş eğilimi göstereceğidir. Formasyonun tamamlanmasının ardından fiyatların belirli bir direnç seviyesini kıramayarak geri dönüş yapması beklenir. Yükseliş trendinin sona erdiği ve mevcut trendin aşağı yönlü olarak hareket edeceğinin sinyallerini vermektedir.

Düşüş trendi beklentisi, daha önce oluşan diplerin destek noktasına dönüşmesi ve fiyat hedeflerinin belirlemesi mümkündür. İkili tepe sonrası beklenti genel görünümde düşüş eğilimi içinde olacaktır.

İkili Dip Sonrası Ne Olur?

İkili dip sonrası analistlerin genel beklentisi ikili tepeden farklı olarak yükseliş trendinin oluşacağı yönündedir. Formasyonun tamamlanmasını sonrasında fiyatların belirli bir destek seviyesini kırmayarak yükselişe geçtiğiniz göstermektedir. Düşüş trendinin sona erdiğine işaret eden ikili dip sonrasında fiyat hedefleri değişecektir. İkili tip sonrası ortaya çıkan en önemli sonuç yükseliş trendinin başlayacağıdır. Öte yandan daha önce oluşan tepelerin ise direnç noktası olarak çalışması da mümkündür. Fiyat hedefinin yeniden belirlenmesi ve grafiğin doğrulanması ile bu sonucun elde edilmesi de mümkündür.

İkili Tepe ve İkili Dip Formasyonu Farkları Nelerdir?

İkili tepe ve dip formasyonu farkları her iki grafik türünün de genel özelliklerine göre belirlenmektedir. Birbiri ile benzer özellikleri olmasına karşın tam tersi sonuçları doğurmaktadır. Bu yönüyle iki formasyon arasında da birçok fark bulunur.

İkili tepe ve ikili dip formasyonunun başlıca farkları ise şunlardır:

  • Oluşum yönleri açısından bariz farklara sahiptir. Birinde ‘’M’’, diğerinde ise ‘’W’’ formunda görünüm ortaya çıkar.
  • İkili tepe formasyonunda fiyatların geri döneceği, ikili dip formasyonunda ise yükselmesi beklenir.
  • Fiyat hedefleri her iki formasyonda da farklıdır.

İkili tepe ve ikili dip formasyonları analiz ve sonuçları itibariyle pek çok farka sahiptir.

  1. 14.    GARTLEY FORMASYONU

Gartley pattern ya da bilinen adıyla Gartley formasyonu, 1935 yılında H. M. Gartley tarafından keşfedilen bir harmonik grafik modelidir. Yatırımcıların reaksiyonlarını en yüksek ve en düşük seviyelerini belirlemesine yardımcı olan ve Fibonacci sayılarına ve oranlarına dayanan bir grafik modeli olarak da tanımlanabilir.

Teknik analizlerde geçmişten günümüze yaygın olarak kullanılan Gartley formasyonu, fiyat grafiğinde belirli bir geometrik yapıya sahip bir harmonik formasyondur. Bu grafiği anlamak için harmonik formasyonlar hakkında da bilgi sahibi olmak gerekiyor. Tüm piyasalarda ve zaman ölçeklerinde kullanılabilen Gartley formasyonu, ilk olarak H. M. Gartley tarafından geliştirilmiş olsa da takip eden dönemde Scott Carney tarafından çeşitli eklemeler ve düzenlemeler yapılmıştır. Gartley formasyonu harmonik formasyonlar arasında yer almaktadır.

Gartley Formasyonu Nasıl Çalışır?

Gartley formasyonu hedefi ve hareketinin doğru analiz edilmesi için bazı göstergelere ihtiyaç vardır. Temelde bir harmonik formasyon olan Gartley formasyonunu anlamak için bu formasyon türlerini öğrenmek gerekiyor. Harmonik formasyonlar bilindiği üzere iyi tanımlanmış ardışık Fibonacci düzeltmeleri ve Fibonacci uzatmaları kombinasyonlarını içeren, esnek yorumlama için daha az alan oluşturan 5 noktalı dönüş grafikleridir. Özellikle konsolide olan piyasalarda sürekli olarak kendilerini tekrar etme eğilimi içinde yer almaktadır.

Gartley formasyonu ise fiyat grafiğinde belirli bir geometrik yapıya sahip hormonik bir formasyondur. Fibonacci sayılarına ve oranlarına dayanan ve yatırımcıların reaksiyon iniş ve çıkışlarını belirlemede yardımcı olan bir grafik modelidir. Özellikle spot forex piyasalarında Gartley formasyonu ile işlem yapmanın çok büyük avantajları bulunuyor. Gartley formasyonu birçok kurala göre çalışır. Bu nedenle konu hakkında teknik bilgi sahibi olmak önemlidir.

Gartley Formasyonu Kuralları Nelerdir?

Gartley formasyonu kuralları kendi içinde birçok başlık altında incelenebilir. Nispeten diğer birçok grafik analiz türüne göre daha karmaşık bir yapıdadır. Piyasalardaki dip ve tepe noktalarını tahmin etmek için Fibonacci oranlarını ve geometrik ilişkileri kullanarak çalışmaktadır.

Gartley formasyonu kuralları ise kısaca şöyledir:

  • XA Hareketi: Grafikte başlangıç noktası olarak XA hareketi belirlenir. Fiyatların düşüş trendinden çıkarak yukarı yönlü harekete başlayacağı noktayı belirtir.
  • AB Hareketi: AB düzeltmesi olarak da tanımlanan bu hareket ise XA boyunun belirli bir oran kadar olmasıdır. XA hareketi yükseliş durumunda ise AB hareketi fiyat hareketini tersine çevirmelidir. XA’nın belirli bir oranda Fibonacci düzeltmesine ulaşmasıdır.
  • BC Hareketi: Bu kural ise AB hareketinin tersine çevrilmesidir. AB düzeltmesinin sona erdiği noktadan başlayarak, fiyatlar BC hareketini oluşturur. BC hareketi, XA hareketinin yine belirli bir Fibonacci oranına göre düzeltilir.
  • CD Hareketi: BC’nin sona erdiği nokta baz alınarak fiyatların CD hareketini gerçekleştirmesidir. CD hareketi ise XA hareketinin belirli bir oranına göre ortaya çıkar.
  • AD Hareketi: CD hareketi tamamlandığında ise AD hareketi ölçülmelidir. XA hareketinin belli bir geri çekilmesini alan bir AD hareketi oluşacaktır.

Gartley Formasyonu Nasıl Yorumlanır?

Gartley formasyonu yorumu diğer birçok grafik analizine göre çok daha zordur. Teknik analizlerde trend dönüşleri hakkında bilgi sağlayan bir harmonik formasyon olması da yorumların detaylanmasına neden olmaktadır. Bu formasyonu yorumlayabilmek için fiyat hareketlerinin belirli bir Fibonacci oranına göre düzeltmeler yapması ve belirli geometrik şekilleri takip etmesi gerekecektir.

Grafiğin yorumlanmasında Fibonacci oranları, Gartley formasyonu için fiyat hareketinin belirli Fibonacci oranlarına göre düzeltmeler yapması ile tanımlanmaktadır. AB hareketi, XA hareketinin %61,8 veya %78,6 Fibonacci düzeltme seviyelerine ulaşması beklenir. Geometrik ilişkiler de yine Gartley formasyonu için önemlidir. Gartley formasyonunun doğrulaması için CD hareketinin sona erdiği noktada bir dip ve tepe noktası meydana gelir. Gartley formasyonunun doğrulanması için kırılma anında yüksek işlem hacmi ve fiyat hareketleri gözlemlenecektir.

Boğa Gartley Modeli Nedir?

Gartley boğa formasyonu modeli, grafikte düşüş trendinin sona ererek yükselişe geçileceğini göstermektedir. Bu formasyonun ortaya çıkması için grafikte bazı göstergelerin takip edilmesi şarttır. Piyasalarda “boğa’’ terimi yükselişi ifade ettiği için boğa Gartley formasyonu da yükseliş eğiliminin yaşanacağını gösteren bir teknik analiz olarak tanımlanabilir.

Boğa Gartley formasyonu tamamlandığında CD hareketinin sona erdiği nokta dip noktası olarak meydana gelir. Fiyatlar ise yeni bir yükseliş trendine başlar. Bullish Gartley modeli olarak da bilinen bu formasyonda yükselen bir XA hareketi ile formasyon başlayacaktır. AB daha sonra düşüşte, BC yükselişte ve CD tekrar düşüşte olabilir.

Ayı Gartley Modeli Nedir?

Ayı Gartley formasyonu modeli ise Bearish Gartley olarak tanımlanır. Boğanın tam tersi bir model olarak düşünülmelidir. Piyasalarda “ayı’’ terimi düşüş eğilimi ifade ettiği için Gartley formasyonunda da düşüş beklentisi oluşmaktadır. Boğa Gartley formasyonunun mutlak eşdeğeri olarak tersine çevrilmiş hali olarak düşünülebilir.

Ayı Gartley formasyonunun başlıca özellikleri ise şunlardır:

  • XA hareketi düşüş ve AB hareketi yükseliş yönündedir.
  • Düşüş BC hareketi ve yükseliş CD hareketi görülür.

Düşüş eğilimini gösteren Gartley formasyonun potansiyelinin D noktasından bir fiyat düşüşü olduğu sinyali alınabilir. Gartley formasyonu için ayı modeli genel bir düşüş eğilimine işaret etmektedir. Göstergelerin doğru şekilde algılanması ve buna göre işlem gerçekleştirilmesi önemlidir.

Ayı Gartley modelinin oluşması durumunda fiyatların yükseliş trendinden düşüş trendine geçmesi beklenmelidir. Her zaman Gartley formasyonu dahil teknik analizler kesin sonuçlar vermez. Bu nedenle grafiğin mutlaka doğrulanması ve piyasa koşullarının da iyi analiz edilmesi gerekecektir.

Gartley Formasyonu Sonrası Ne Olur?

Gartley formasyonu sonrası piyasalarda ne olacağı tamamen formasyon tipine/modeline göre değişecektir. Formasyon eğer doğrulanırsa kırılma hareketine bağlı olarak hedefler değişebilir. Gartley formasyonu genelde bir trend dönüş formasyonu olarak kabul edilebilir. Fiyatların mevcut trendden farklı bir yöne doğru hareket etmeye başlaması düşünülmektedir.

Gartley formasyonu sonrası ortaya çıkacak sonuçları boğa ve ayı Gartley modeline göre tanımlamak daha doğru olacaktır. Eğer Gartley formasyonu boğa modeli olarak gerçekleşmişse, fiyatlar düşüş trendinden yükselişe geçebilir. CD hareketinin sona erdiği noktada bir dip ortaya çıkar ve fiyatlar bundan sonra yukarı yönde eğilim gösterir.

Ayı Gartley formasyonu oluşumunun sonunda ise fiyatların yükseliş trendinden düşüşe geçtiği düşünülmelidir. CD hareketinin sona erdiği noktada bir tepe noktası oluşur ve fiyatlar aşağı yönde harekete başlar. Bu formasyon düşüş trendinin bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Gartley formasyonunda grafiğin güvenilirliği için hareketin doğrulanması son derece önemlidir. Genelde ayı Gartley formasyonunda yatırımcılar düşüş trendinin bir işareti olarak kısa pozisyonlar açabilmektedir.

Gartley Formasyonunun Güvenilirliği Nasıl Anlaşılır?

Gartley formasyonu güvenilirliği her zaman yüzde 100 değildir. Güvenilir olması için mutlaka doğrulanması gerekiyor. Buna uygun analiz araçları, bilgi birikimi ve deneyim ile doğruluğu anlaşılabilmektedir. Tek başına Gartley formasyonu hiçbir zaman kesin sonuç vermez. Risk faktörleri her zaman Gartley formasyonunda da bulunmaktadır.

Gartley formasyonunun tamamlanmasının ardından CD hareketinin sona erdiği noktada fiyatların belirli bir yönde kırılma yapması beklenmektedir. Bu kırılma, formasyonda doğrulama açsısından önemlidir. Gartley formasyonu eğer tamamlandıktan sonra fiyatlar beklenen yönde oluşmazsa formasyonun güvenilirliği azalacaktır. Piyasa koşulları ve işlem hacmi gibi detaylar da doğrulamada önemli göstergelerdir.

  1. 15.    DİKDÖRTGEN FORMASYONU

Teknik analiz yöntemleri arasında dikdörtgen formasyon en sık rastlanan formasyon türleri arasında yer almaktadır. Finans piyasalarında teknik analizlerde fiyat grafiğinde oluşan bir trend dönüş formasyonudur. Dikdörtgen formasyon, fiyatların destek ve direnç seviyeleri arasında bir süre her iki seviye tarafına değmesiyle ortaya çıkmaktadır. Oluşan söz konusu destek ve direnç seviyeleri genelde yatay olmakla birlikte aşağı ve yukarı görünümlü kanal şeklinde oluşabilir.

Dikdörtgen formasyonda fiyat dirence yaklaşınca ayılar, desteğe inince boğalar daha agresif işlemler yapmaktadır. Piyasalarda ayı ve boğa olarak ifade edilen terimler ise yükseliş ve düşüş eğilimlerine işaret etmektedir. Boğa piyasası yükselişi ifade ettiği gibi ayı piyasası düşüş yani satış eğilimi ifade eder.

Yatırımcıların piyasalarda güvenli alanda kalması ve yatırımlarını doğru şekilde değerlendirmeleri için dikdörtgen formasyon gibi çeşitli teknik analiz yöntemlerine başvurması gerekecektir. Dikdörtgen formasyonu çoğu zaman fiyatların yatay seyrettiği durumlarda ortaya çıkmaktadır.

Ayı Dikdörtgen Formasyonu Nedir?

Ayı dikdörtgen formasyonu oluşumu halinde fiyatların yönü düşüş eğilimi içinde olacaktır. Ayı piyasalarının ardından alıcılar ile satıcılar arasında konsolidasyon süreci yaşanacağı için ayı dikdörtgeni adıyla anılmaktadır. Temelde dikdörtgen formasyon türü olan ayı dikdörtgeni, fiyatta düşüşün ardından gözlemlenmektedir. Teknik analizlerde fiyat grafiğinde oluşan bir düşüş trendi sırasında karşılaşılan bir devam formasyonu olarak tanımlanabilir.

Ayı piyasaları kavramı genel hatlarıyla düşüşlere işaret etmektedir. Bu formasyonda ise fiyatların düşüş trendi sırasında bir süre boyunca yatay bir aralıkta sıkıştığı ve belirli destek ve direnç seviyeleri arasında konsolide olduğu görülür.

Üstte ve altta yatay bir çizgi ile sınırlı olan ayı dikdörtgen formasyonu, fiyatın düşüş trendi boyunca bir süre boyunca sınırlı bir yükseliş yaşayarak belirli bir direnç seviyesine ulaştığını göstermektedir. Düşüş trendinin ardından konsolidasyon sürecine giren ve aşağı yönlü kırılan fiyatın, dikdörtgen yüksekliği oranına gelmesi beklemektedir. Bu yönüyle dikdörtgen yüksekliği önemli bir ayrıntı olacaktır.

Boğa Dikdörtgen Formasyonu Nedir?

Boğa dikdörtgen formasyonu ise ayı dikdörtgen formasyonunun tam tersi şekilde yükseliş trendinin ardından fiyat konsolide olmuş ve belirli bir zamanda aynı seviyelerde tepe ve dip noktaları meydana gelmeye başlamışsa oluşur. Oluşan bu formasyondan sonra konsolidasyon süreci yukarı yönlü bozulması halinde fiyat genelde dikdörtgen formasyon yüksekliğinde bir yukarı yönlü hareket eder.

Boğa dikdörtgen formasyonu, yukarı yönlü kırıldığı süreci takip eder ve yatırımcılar genelde bu durumda long (uzun) pozisyon açarlar. Teknik analizlere ve piyasa durumuna göre değişse de fiyatın daha da yükselmesi yönünde beklenti oluşacaktır.

Üstte ve altta yatay bir çizgi ile sınırlanan bir dikdörtgen benzeri şekil oluşturmasıyla yukarı yönlü hareket gösteren fiyatlar boğa dikdörtgen formasyonu ile açıklanır. Üst çizgi fiyatın yükseliş trendi içinde sınırlı bir düşüş yaşayarak belirli bir direnç seviyesine ulaştığını göstermektedir. Alt çizgi ise fiyatın yükseliş trendi boyunca bir süre boyunca belirli bir destek seviyesine dokunduğunu ifade eder.

Dikdörtgen formasyonu için ayı ve boğa hareketlerinin doğru şekilde gözlemlenmesi ve buna göre işlem yapılması şarttır.

Dikdörtgen Formasyonu Çeşitleri Nelerdir?

Dikdörtgen formasyon çeşitleri genelde farklı başlıklarda incelenmez. Bu formasyon türü adından da anlaşılacağı üzere fiyatların alt ve üst çizgiler arasında belirli zaman diliminde hareketini ifade eder. Hem yükseliş hem de düşüş trendleri içinde dikdörtgen formasyon durumu ortaya çıkabilir. Genelde dikdörtgen formasyonun dar bir aralıkta işlem görmesi, trendin yönüne uygun olması ve trendin başlamasından sonra kısa bir süre içinde oluşması beklenir.

Dikdörtgen formasyon farklı alt başlıklarda incelenmese de fiyatın kırılma yönüne göre ayı veya boğa dikdörtgen formasyon olarak tasnif edilebilir. Çoğu zaman dikdörtgen formasyonunun trendin yön değiştirmesini gösterdiği işaretler takip edilmektedir. Düşüş veya yükseliş eğilimi dikdörtgen formasyon sonrasında ortaya çıkabilir.

Dikdörtgen formasyon çeşitleri bu yönüyle formasyon sonunda ortaya çıkacak kırılma yönüne göre değerlendirilebilir. Bunun dışında farklı alt başlıklar halinde dikdörtgen formasyon türlerini sınıflandırmak mümkün değildir.

Dikdörtgen Formasyonu Nasıl Oluşur?

Borsada dikdörtgen formasyon oluşumu için belirli bir süre fiyat grafiğinde yatay bir aralıkta hareket izlenmelidir. Dikdörtgen formasyonu oluşumunda zaman aralığı içinde fiyatların belirli bir destek ve direnç seviyesi arasında giderek sıkışmasıyla gerçekleşir. Formasyon oluşumu ise birkaç farklı aşamadan meydana gelebilir.

Piyasalarda dikdörtgen formasyon oluşumunda genelde şu aşamalar yer almaktadır:

  • Genelde bir önceki trendin varlığında ortaya çıkar. Formasyon yükselişi trendin sonrasında oluşmuşsa, boğa dikdörtgen formasyonu, düşüş trendi sonrasında oluşmuşsa ayı dikdörtgen formasyonu olarak nitelendirilebilir.
  • Fiyatlar belirli bir süre boyunca yatay şekilde seyreder. Bu aşamada belirli bir destek ve direnç seviyeleri test edilir ancak kırılma görülmez.
  • Destek ve direnç noktaları arasında yatay bir seyir ile dikdörtgen şekli oluşur.

Dikdörtgen formasyonunda yükseklik ve oluşum süresi, fiyatların ne kadar süreyle belirli bir aralıkta kaldığını ve konsolide olduğunu göstermektedir. Bu süre içinde yüksek işlem hacmi ve volatilite genelde düşük seyredecektir.

Dikdörtgen Formasyonu Nasıl Yorumlanır?

Dikdörtgen formasyon yorumu diğer karmaşık grafiklere göre daha kolaydır. Bu formasyonda yatay bir aralık takip edilir. Fiyatların oluşturmuş olduğu yatay hareket ve destek – direnç seviyeleri dikkate alınır. Destek ve direnç seviyelerine belirli bir süre fiyatlar test edilir. Üst ve alt çizgide belirlenecek direnç ve destek noktalarına göre hareket beklenir.

Genelde dikdörtgen formasyon yüksekliği ve oluşum süresi, formasyonun gücü ve piyasa katılımcıları arasındaki anlaşmazlıklara bağlıdır. Formasyon ne kadar çok uzarsa güvenilirliği de o kadar fazla artacaktır. Dikdörtgen formasyonun kırılma anında yüksek işlem hacmi gözlemlenmesi halinde kırılmanın güvenilirliği de artacaktır. Bu tür değişkenlerin her biri dikkate alınmalıdır.

Dikdörtgen Formasyonu Nereye Kırılır?

Dikdörtgen formasyon hedefi ve fiyatların yönünün belirlenmesi için formasyonun nereye doğru kırıldığının belirlenmesi gerekiyor. Dikdörtgen formasyonun kırılacağı yöne dair kesin bir öngörüde bulunmak zordur. Kırılma yönü fiyat hareketlerine ve piyasa koşullarına ve trend öncesi eğilimlere bağlı olarak değişebilir. Genelde dikdörtgen formasyonun kırılma yönü, formasyonun trend öncesindeki hareketine ve piyasada hakim olan eğilime göre tahmin edilebilir.

Boğa piyasalarının başlangıcında kırılımın yukarı yönlü olması beklenirken, genel kanı ayı piyasalarına işaret ediyorsa bu durumda formasyonun kırılma yönü de aşağı yönlü olarak gerçekleşebilir. Günümüzde şu an için uygulanan hiçbir teknik analiz yöntemi ve formasyon kesin bir bilgi vermez. Bu nedenle piyasa analizlerinin doğru şekilde yapılması son derece önemlidir.

Dikdörtgen Formasyonu Sonrası Ne Olur?

Dikdörtgen formasyonu sonrası fiyatların ne yönde hareket edeceğini belirlemek oldukça zordur. Fiyatlar bir süre belirli bir aralıkta sıkışır. Bu sıkışma sonrasında kırılma yönü aşağı ya da yukarı yönlü gerçekleşebilir. Burada önemli unsur ise piyasa koşulları ve piyasa katılımcılarının söz konusu varlığa karşı göstermiş olduğu tepkidir.

Eğer dikdörtgen formasyon boğa dikdörtgen formasyonu olarak nitelendiriliyorsa, fiyatlar üst çizgiyi yukarı yönde kırması halinde, yükseliş trendinin devam etme olasılığı yüksek olacaktır. Bu durumun tam tersi de gerçekleşebilir. Dikdörtgen formasyonu oluşumu sonrasında fiyat hareketi hakkında net bir görüş belirtmek bu nedenle zordur.

RENK, IRK VE DİN KONULARIYLA ASLA İLGİLENMİYORUZ !

 

 

Content RSS - NEWS RSS

Hosting: Omn Portal

AFROTURK FACEBOOK PAGE