COLOURS, RACES AND RELIGIONS ARE NOT OUR MATTERS ! |
TAYYIP ERDOĞAN SUDAN'DA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sudan Millî Meclisi’nde yaptığı konuşmada, “Türkiye olarak, dün olduğu gibi bugün de Afrika’nın kaderinin Afrikalılar tarafından belirlenmesi gerektiğini savunuyoruz. Bu doğrultuda, Afrikalı dostlarımızın kendi ayakları üzerinde durmak için ihtiyaç duydukları kurumsal altyapının kurulması ve güçlendirilmesi çalışmalarına büyük önem veriyoruz” dedi.
“SAHİP OLDUĞUMUZ ORTAK TARİH VE KÖKLÜ KARDEŞLİK, ZORLUKLARI AŞMA NOKTASINDA EN BÜYÜK GÜCÜMÜZ”
Türkiye-Sudan ilişkilerinin kadim bir tarihi olduğunu ve kültürel bir mirasın üzerine inşa edildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi üstlerine düşenin ise, bu mirasla yetinmeyerek iki ülke arasında gelecek nesiller için daha derin siyasi, ekonomik, askerî ve kültürel ilişkiler kurmak olduğunu söyledi.
Her iki ülkenin daha güçlü olması için birlikte çalışması gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sudan güçlü olmazsa, Türkiye güçlü olmazsa, bunun bedelini sadece bizler değil, tüm mazlumlar öder. Sahip olduğumuz ortak tarih, ortak değerler ve aramızdaki köklü kardeşlik bağları, önümüze çıkan zorlukları aşma noktasında en büyük gücümüzdür” diye konuştu.
Sudan’ın, yıllardır maruz kaldığı ambargolara rağmen, onurlu duruşundan taviz vermeden yollarına devam ettiğini ve bunu takdirle izlediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz sıkıntılı günlerinde nasıl Sudan'ın yanında yer aldıysak, Sudan da zor zamanlarımızda bizim yanımızda yer aldı” diye ekledi.
“FETÖ'YE KARŞI YÜRÜTÜLEN MÜCADELEDE VERDİKLERİ DESTEKTEN ÖTÜRÜ SUDANLILARA TEŞEKKÜR EDİYORUM”
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında, Sudan halkının desteğini ve dayanışmasını dile getirmek için kendisini ilk arayan liderlerden birinin Sudan Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbe teşebbüsünün yaşandığı gece, Sudan halkının dualarıyla Türkiye’nin yanında olduğunu gördüklerini söyledi. Darbe teşebbüsü bertaraf edildikten hemen sonra Sudan'da düzenlenen Türkiye’ye destek mitinginin kendilerini ziyadesiyle duygulandırdığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sudan devletine ve hükûmetine, FETÖ'ye karşı yürütülen mücadelede verdikleri destek ve söz konusu terör örgütünü yıldırma noktasında attıkları adımlardan dolayı teşekkürlerini iletti.
Her platformda, tüm dostlarına, FETÖ ve benzeri örgütlerin herkes için büyük bir tehdit oluşturduğunu anlattıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tehlikeyi en iyi idrak eden ülkeler arasında yer alan Sudan makamlarıyla yakın iş birliği içinde mücadeleyi sürdürdüklerini dile getirdi. FETÖ terör örgütüyle iltisaklı Hartum ve Nyala'daki okulların, Türkiye Maarif Vakfı’na devrilmesinden duydukları memnuniyeti de ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Maarif Vakfı’nın bu okullara daha fazla yatırım yapacağından, yeni okullar açacağından ve eğitim kalitesini yükselteceğinden hiçbir şüpheniz olmasın” dedi.
“BİRLİĞE İHTİYACIMIZ OLDUĞU GÜNLERDE, TERÖR TEHDİTLERİNE KARŞI DİKKATLİ OLMALIYIZ.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam dünyasının birliğine ihtiyaç duyulan bu dönemde İslam coğrafyasının her köşesinde farklı isimler altında ortaya çıkan terör tehditlerine karşı dikkatli olunması tavsiyesinde bulundu ve sözlerine şöyle devam etti: “Terörizmin, İslam dünyasının güçlenmesini istemeyen çevreler tarafından desteklendiğini üzüntüyle görüyoruz. Biz, terörizmin, uluslararası ilişkilerde bir terbiye aracı, bir müdahale vesilesi hâline getirilmesine kesinlikle karşıyız. Terör örgütlerinin iyisi kötüsü yoktur, hepsi de insanlığın ortak düşmanıdır. Kendi çıkarları için terörizmi destekleyenlerin, eninde sonunda teröristlerin hedefi hâline geldiklerini gördük, görüyoruz. Terörizmle mücadelede başarının, ancak uluslararası düzeyde müşterek ve samimi çabalarla, çifte standarttan vazgeçilerek sağlanacağına inanıyoruz.”
Mazlumların gözyaşlarının, terör örgütlerinin ve devlet terörü uygulayan ülkelerin kanlı ellerinin arasında kaybolup gitmesine izin vermeyeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kimse bizden, Rohinga Müslümanlarının tüm dünyanın gözü önünde katledilmesine, Filistin halkının yıllardır maruz kaldığı saldırılara, Suriye, Irak, Libya, Yemen ve Somali'deki insani krizlere, sahil ülkelerindeki, Çad Gölü havzasındaki sıkıntılara sessiz kalmamızı beklemesin” şeklinde konuştu. Zorbaya, zorbalığa, haksızlığa ve haksızlık edene karşı olduklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu duruşumuz için şayet bir bedel ödememiz gerekiyorsa, onu da ödemeye hazırız” ifadelerini kullandı.
Haksızlığın, adaletsizliğin ve sağduyudan yoksun kararların sonunun hüsran olduğunu belirterek, bunun son örneğinin Kudüs'le ilgili gelişmelerde yaşandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD yönetiminin, tüm bölgeyi ateşe atmak pahasına Kudüs'ü, İsrail'in başkenti olarak tanıdığını ve büyükelçiliğini buraya taşıyacağını açıkladığını hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kime sordu? Kendi kendine bu kararı verdi. Peki, bunun için İslam ülkeleriyle en azından bir görüşme yapmak veya Hristiyan dünyasıyla bir görüşme yapmak gerekmez miydi? İslam İşbirliği Teşkilatı'nın dönem başkanı bendim. Benimle hiç görüşmedi. Bunun yanında Papa ile hiç görüşmedi” sözlerine yer verdi.
“ABD YANLIŞINDAN GERİ DÖNMELİ”
Kudüs'te, ilk kıblesi olması sebebiyle Müslümanların, aynı zamanda Hristiyanların da söz hakkı olduğuna; ancak ABD yönetiminin hiç danışmadan bu kararı aldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Telefonlarla her tarafı aradılar, tehdit ettiler. 'Biz, size şu kadar dolar veriyoruz, milyonlarca dolar veriyoruz, bundan sonra bu dolarları alamayacaksınız.' dediler. Biz, 'demokrasi, iradelerin dolarla satın alındığı rejimler değildir' dedik. Siz paralarınızla bir şeyler satın alabilirsiniz ama insanlığın iradesini satın alamazsınız. Şunu bilmemiz lazım, eğer demokrasinin beşiği iseniz yaptığınız iş yanlış. Sayın Trump, senin şimdi bundan sonra yapman gereken şu; başını iki elinin arasına alacaksın, ‘biz nerede yanlış yaptık’; bunu düşüneceksin ve buradan tekrar geri döneceksin.”
Silahları, parası olanın değil haklı olanın güçlü olduğunu vurgulayarak, “Burada haklı olan bizdik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, söz konusu karar sonrasında İstanbul’da toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Liderler Zirvesi’ne katılarak, destek veren Sudan Cumhurbaşkanı El Beşir'e teşekkür etti.
“İSLAM ÂLEMİ BİRLİKTE HAREKET ETTİĞİNDE NE KADAR GÜÇLÜ OLABİLECEĞİNİ ORTAYA KOYDU”
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda hazırlanan tasarıya oy veren 128 ülkeye, hakkın yanında durdukları için teşekkürlerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başarıyla sonuçlanan Kudüs konulu olağanüstü zirveyle tüm dünya, İslam âleminin birlikte hareket ettiğinde ne kadar güçlü olabileceğini ortaya koydu. Amerikan yönetiminin bu yanlış kararına bir başka darbe de BM Güvenlik Konseyi'nde geldi. Burada tek başına kalan Amerika, veto yetkisini kullanarak her zaman söylediğim, 'dünya 5'ten büyüktür' itirazımızın ne kadar haklı olduğunu ortaya koydu. Hele hele 1'den çok büyük bunu da gösterdi” değerlendirmesinde bulundu.
Filistin halkının dramının, tüm dünyanın ve özellikle Müslüman halkların vicdanını yaraladığını; BM Genel Kurulu’nda kabul oyu kullanan 128 üyeye, çekimser kalan ve oylamaya katılmayan ülkelerin de ekleneceğini düşündüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu drama sessiz kalanlar, tüm İslam dünyasını karşılarında bulacaklarını unutmamalıdır. Bu karar ve benzeri provokatif adımların, sadece daha büyük sıkıntılara, sıkıntı ve çatışmalara kapı aralamanın dışında hiçbir anlamı yoktur” vurgusunda bulundu.
Sudan'a yaptığı ziyaretin, hem ikili ilişkilerin güçlendirilmesi hem de İslam dünyasının birlikteliğinin tahkimi açısından tarihî öneme sahip olduğuna inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Erdoğan, iki ülke arasındaki ilişkileri daha da güçlendirmek için Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi kurma kararı aldıklarına dikkat çekti.
“AFRİKA'NIN KADERİ AFRİKALILAR TARAFINDAN BELİRLENMELİ”
Türkiye'nin, Afrika'ya bakışı ve bu kıtada yürüttüğü tüm faaliyetlerinin, insani amaçlı ve daima karşılıklı yarar ilkesi doğrultusunda olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Hamdolsun, geniş bir coğrafyada hüküm sürüp de tarihinde sömürgecilik ayıbı ve bunun getirdiği vahşet izleri olmayan tek milletiz. Türkiye olarak, dün olduğu gibi bugün de Afrika'nın kaderinin Afrikalılar tarafından belirlenmesi gerektiğini savunuyoruz. Bu doğrultuda, Afrikalı dostlarımızın kendi ayakları üzerinde durmak için ihtiyaç duydukları kurumsal altyapının kurulması ve güçlendirilmesi çalışmalarına büyük önem veriyoruz. Sudan'ın da bu coğrafyada önemli bir ağırlığı olduğunu biliyoruz. Sudan'ın son 20 yıldır içinde bulunduğu sıkıntılı dönemi geride bıraktığını görüyor olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle belirtmek istiyorum. Siz değerli Meclis üyelerinin, Sayın Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir öncülüğünde başlatılan Millî Diyalog Süreci'ne verdiği desteği takdirle karşılıyoruz. Millî Diyalog Süreci'ne katılmayan silahlı gruplar ile muhalefet partilerinin de en kısa sürede sürece dâhil olmalarını temenni ediyoruz."
Sudan'ın, bölgesinin güvenlik ve istikrarına yönelik yapıcı aktif dış politikasıyla, uluslararası camianın sorumlu bir üyesi olduğunu ispatladığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını “Sizlere gönül kapılarımız her zaman açıktır. Türkiye'de 80 milyon kardeşinizin olduğunu bilmenizi istiyorum” diyerek tamamladı.
RESMÎ AKŞAM YEMEĞİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan Sudan Millî Meclisi’ndeki hitabının ardından, eşi Emine Erdoğan ile birlikte, Sudan Cumhurbaşkanı El Beşir'in Cumhurbaşkanlığı Sarayı bahçesinde onurlarına verdiği resmî akşam yemeğine katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sudan Cumhurbaşkanı El Beşir ile ortak basın toplantısında yaptığı konuşmada, “Sudanlı kardeşlerimiz ticari ve ekonomik ambargolarla adeta hayattan tecrit edildi; ama sabırla bu süreci atlatmanın gayreti içerisinde oldular. Biz bu tür tecrit politikalarına karşı olduğumuzu her zaman söyledik ve Sudan’ın sürekli yanında olduk” dedi.
Resmî ziyaretini gerçekleştirmek üzere Sudan’ın başkenti Hartum’da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sudan Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir ile birlikte, gerçekleştirdikleri baş başa ve heyetler arası görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. İki ülke arasındaki anlaşmaların ilgili bakanlar ve kurum yöneticileri tarafından imzalanmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Sudan Cumhurbaşkanı El Beşir, görüşmelerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Ziyaretinin, Türkiye’den Sudan’a Cumhurbaşkanlığı seviyesinde ilk ziyaret olma özelliği taşıdığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke arasındaki ilişkileri çok daha güçlü bir seviyeye taşımanın gayreti içerisinde olacaklarını söyledi.
“SUDAN, TÜRKİYE’NİN AFRİKA’YLA İLİŞKİLERİNDE MÜSTESNA BİR YERE SAHİP”
Bu anlayış çerçevesinde bir adım attıklarını ve Türkiye ile Sudan arasında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi anlaşmasının imzalanmış olmasının büyük önem arz ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, imzalanan 12 anlaşmanın ve mutabakat zaptının, bunun ilk adımı olduğunu kaydetti.
Bu anlaşma doğrultusunda iki ülkenin tüm icracı bakanlarının, kendi aralarında çalışmalarını yaparken, her yıl bir ülkede bakanlar kurulunu toplar gibi geçen bir yıl içinde nelerin yapıldığını ve gelecek yıl içinde neler yapılacağını değerlendireceğini ve bu bakımdan önem arz ettiğini ifade etti.
Sudan’ın, Türkiye’nin Afrika’yla ilişkilerinde müstesna bir yere sahip olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2005’te başbakanlığı döneminde Türkiye’nin Afrika’yı stratejik bir kıta olarak ele alarak o dönemden bugüne kıtada 12 olan büyükelçilik sayısını 39’a çıkardığını hatırlattı ve tüm Afrika ülkelerinde büyükelçilik açılması için Dışişleri Bakanlığı’nın çalışmalarını sürdürdüğünü dile getirdi.
“SUDAN ÇOK BÜYÜK HAKSIZLIKLARA UĞRADI”
Bölgede istikrarın tesisine en fazla katkı sağlayabileceğine inandıkları bir dönemde, Sudan’ın çok büyük haksızlıklara uğradığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sudanlı kardeşlerimiz ticari ve ekonomik ambargolarla adeta tecrit edildi, hayattan tecrit edildi; ama sabırla bu süreci atlatmanın gayreti içerisinde oldular. Biz bu tür tecrit politikalarına karşı olduğumuzu her zaman söyledik ve Sudan’ın sürekli yanında olduk. Bunların faydadan ziyade zarar getirdiğini, sivil halkın acı çekmesine neden olduğu her vesileyle ulusal, uluslararası toplantılarda ifade ettik” diye konuştu.
Gelinen noktada Türkiye’nin itirazlarında ne kadar doğru olduğunun bir kez daha görüldüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sudan’a yıllardır yapılan bu haksız ambargonun, haksız uygulamaların kaldırılmış olmasından da şüphesiz ki memnuniyet duyuyoruz. Yeterli mi? Hayır, daha atılması gereken birçok adımlar var ve bu adımların da süratle atılmasını bekliyoruz” diye ekledi.
Sudan’ın bu başarısında Sudan Cumhurbaşkanı El Beşir’in sağduyulu ve dirayetli politikalarının ciddi payının olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sudan’ın ulusal diyalog ve birlik çabalarını takdirle takip ettiklerini ifade etti ve bu sürecin Sudanlılar için hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.
“15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNİN ARDINDAN SUDAN HALKI BİZE GÜÇLÜ DESTEK VERDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “15 Temmuz darbe girişiminin ardından gerek Sudan yönetimi, gerek halkı bize en güçlü desteği vermiştir. Sudan, Türk milletinin gerçek dostu olduğunu o gece bir kez daha göstermiştir. Şahsım ve milletim adına Cumhurbaşkanı El Beşir’e ve Sudan halkına en kalbi şükranlarımı ifade ediyorum. Bu desteği ve sergilenen dayanışmayı hiçbir zaman unutmayacağız. 15 Temmuz gecesi 251 insanımızı şehit eden FETÖ terör örgütüyle mücadelemizi her alanda kararlılıkla yürütüyoruz. Eğitim, hayır, diyalog, hoşgörü gibi kavramların arkasına saklanan bu hain yapının gerçek yüzü artık ifşa olmuştur, Sudan gibi diğer dost ülkeler de FETÖ’ye karşı gerekli tedbirleri almaya başlamıştır. Örgütün tüm Afrika Kıtasında kökünün kazınacağına inanıyorum.”
Yaptıkları görüşmelerde, Türkiye ile Sudan arasında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin kurulmasına ilişkin attıkları adımla artık ikili iş birliğini çok daha hızlı bir şekilde ilerletme şansına sahip olduklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüzdeki dönemde siyasi, askerî, ticari, kültürel ve özelikle dış politikaya yönelik birçok alanda, inanıyorum ki tarım, enerji, madencilik, sağlık alanlarında atacağımız müşterek adımlarla kazan-kazan esasına göre her iki ülke de çok şeyler elde edecektir” dedi.
“İKİ ÜLKE ARASINDAKİ TİCARET HACMİNİ ARTIRMALIYIZ”
Türkiye’nin nüfusunun 80 milyon, Sudan’ın nüfusunun 39 milyon olmasına rağmen ikili ticaret hacminin 500 milyon dolar seviyesinde bulunduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İlk etapta bunu 1 milyar dolara çıkarmak, ardından değerli kardeşimin de ifade ettiği gibi 10 milyar dolara doğru bizim yürümemiz lazım, buna yönelik adımlar atmamızın gereğine inanıyorum” sözlerine yer verdi.
Sudan’da gerçekleştirilen önemli projelerde Türk işadamlarının ve yatırımcıların yer alacağına inandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretinde kendisine eşlik eden 200’e yakın işadamı ile birlikte Türkiye-Sudan İş Forumu’na katılacağını hatırlattı ve şunları ekledi: “Suakin’de ortak kültürümüzün bir parçası olan ve restorasyonu tamamlanan tarihî yapıları yarın ziyaret edeceğim. Bununla kalmayıp Port Sudan’a giderek özel ekonomik bölgede ve limanda incelemelerde bulunacağız. Sudan’ın sunduğu ekonomik potansiyelin fakındayız, işadamlarımızı Sudan’da yatırım yapmaya teşvik ediyoruz. Bu anlayıştan hareketle yarınki iş forumunu çok ama çok önemsiyorum.”
Görüşmelerinde ele aldıkları konuların arasında, iki ülkeyi de yakından ilgilendiren küresel ve bölgesel istikrar sorunlarının da yer aldığını aktaran ve sorunların başında ABD’nin Kudüs’e yönelik attığı adımın geldiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak konu ile ilgili üye ülkelere yaptığı davete icabet eden Sudan Cumhurbaşkanı El Beşir’e teşekkür etti.
“KUDÜS, SADECE İSLAM DÜNYASININ DEĞİL, TÜM İNSANLIĞIN SORUNU”
Kudüs sorununun, sadece İslam dünyasının değil, Hıristiyan dünyasının ve aynı zamanda tüm insanlığın sorunu olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu düşünceden hareketle Papa’yı ve pek çok ülke liderini arayarak telefon diplomasisi de yürüttüklerini ve destek istediklerini aktardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Attığımız müşterek adımlarla birlikte 128 ülkenin verdiği destek, Amerika’nın burada 9’da kalması ve hangi ülkelerle 9’da kaldığı düşünüldüğünde ortaya bir gerçek çıkıyor; ne kadar güçlü olursanız olun, en güçlü olan haktır ve hak burada da galip gelmiştir” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi bundan sonra neler yapılacak, bu önemlidir. Bundan sonra yapacağımız iş tabii ki özellikle bu işin üçüncü etabıdır ve bu üçüncü etapta da bizler gerek Filistinli kardeşlerimizin yanında olmak, gerekse buradaki yapılan yanlışların karşısında durmak suretiyle Birleşmiş Milletler’in bu işin takibini çok daha yakın planda ele almasını isteyeceğiz. Ve ben Sayın Papa’nın bu noktadaki tavrını takdirle karşıladım. Bu süreci takdirle karşılamamın sebebi, daha sonra da yaptıkları açıklamalarla yine bu süreci onların da takip edecek olmasıyla bir dayanışmayı ortaya koymuştur ve demek ki bu tüm insanlığının meselesi hâline gelmiştir. Bir diğer önemli konu, tabi burada oylamada çekimser kalan ülkelerin konumudur. Ben inanıyorum ki, o çekimser kalan ülkeler de geçici bir ürkekliği, geçici bir korkaklığı yaşamışlardır. Ama o geçici ürkeklik, geçici korkaklık da daha sonra yine lehte gelişecektir.”
Açıklamasında, Kudüs’ün sahibinin tüm insanlık olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Filistin Büyükelçiliğinin fiilen Kudüs’te olduğuna dikkat çekti ve işgal kalktığı zaman da gereğinin yapılacağını vurguladı.
SUDAN CUMHURBAŞKANI EL BEŞİR: “KUDÜS KONUSUNDA TÜRKİYE GÜÇLÜ BİR TAVIR ORTAYA KOYDU”
Sudan Cumhurbaşkanı El Beşir de ABD’nin Küdüs’ü İsrail’in başkenti olarak ilan etmesinin ardından, Türkiye’nin ortaya koymuş olduğu güçlü duruşa ve İstanbul’da İslam İşbirliği Teşkilatı Liderler Zirvesi’ni toplamış olmasına vurgu yaptı ve zirvenin önemine değindi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda İsrail ve ABD aleyhindeki tablonun ABD’nin ne kadar izole edilmiş olduğunu da ortaya koyduğunu söyledi.
Toplantı öncesinde ayrıca Sudan Cumhurbaşkanı El Beşir tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Yüksek Devlet Nişanı takdim edildi.
Görüşmeye Sudan Sosyal Dayanışma Bakanı, Sağlık Bakanı, Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı, Eğitimden Sorumlu Devlet Bakanı, Sudan Kadınları Federasyonu Başkanı ve İş Sahipleri Federasyonu Başkanı'nın yanı sıra milletvekilleri katıldı.
Görüşmede Cumhurbaşkanı El Beşir’in eşi Modawi, Emine Erdoğan'ın şahsında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve Türkiye'ye, Kudüs konusundaki duruşu nedeniyle teşekkür etti ve Türkiye'nin İslam dünyasının sorunları konusundaki öncü rolü nedeniyle takdirlerini dile getirdi. Emine Erdoğan ise Türkiye'nin her zaman Sudan’ın kalkınma sürecine destek olacağını, dost ve kardeş Sudan halkının her zaman yanında olacağını söyledi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve bakanların eşlerinin de iştirak ettiği görüşme, aile fotoğrafının çekilmesiyle sona erdi.
24 ARALIK 2017 PAZAR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; Sudan, Çad ve Tunus resmî ziyaretlerinin ilk durağı olan Sudan’ın başkenti Hartum’a ulaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hartum Uluslararası Havaalanında Sudan Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir tarafından resmî törenle karşılandı.
Türkiye ve Sudan millî marşlarının çalınmasının ardından tören kıtasını selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Sudan Cumhurbaşkanı El Beşir ile tokalaşarak basın mensuplarına görüntü verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'a Sudanlı çocukların çiçek takdim ettiği törende; Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Maliye Bakanı Naci Ağbal, Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Millî Savunma Bakanı Nurettin Canikli ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan da hazır bulundu.
Törenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Sudan Cumhurbaşkanı El Beşir, Cumhurbaşkanlığı Sarayına geçerek, baş başa ve heyetler arası görüşmelerini gerçekleştirdi.
Haber tarihi: 25 / 12 / 2017
Haber Yorumları: 0